18 Eylül 2008 Perşembe

ÜTOPYA DA BİR SEÇİM

Sizlere bugün Ütopya da bir sendika yönetimi seçimi nasıl yapılır biraz ondan bahsedeceğim.Genelde delege esasına dayanan bir seçimdir.Varolan sabit delege sayısı çalışan sayısı tarafından bölünen durumuna getirilip , bir delegeye denk gelen kişi sayısı, bölüm olarak meydana gelir.Önemli olan delege çıkmaktır.Bu ilk etapta büyük zaferler kazanılır ağır mağlubiyetlerde yaşanır lokal olarak tabiki...Nedir delege olmak için kriterler; Hemşeri olursun, kanka olursun, saf olursun, temiz olursun,aynı dünya görüşünü paylaşırsın vb, diye gider.Kimileri oy atarken kendi dünya görüşüne yakın olan kişiyi seçerler,ölesiye kavgalı selamı sabahı kesmiş insanlar dava uğruna birbirlerine oy verirler.Önemli kriter BİZden birinin seçilmesidir."Lanet olsun karşı tarftan biri olacağına bu herife oyumu veririm" başlıca desturdur.Birde güdülecek kişilerin seçilmesi vardır her denilene he diyecek tipler.Orantılarsak iyi bir ekip çalışmasıyla ortak paydası bu tip ten olanlar iyi bir % tuttururlar.Yani sayıca fazla olabilirler.Anlatabildim mi? Bazıları içinse kriter tekdir.ADAM OLMAK.Diğer grublarla görüşülür itifaklar yapılır, sözler verilir alınır neticede insiyatif oyu kullanacak olan üyenindir.Her ne kadar grublar birbiriyle görüşürken keskin köşelerini yuvarlatsalarda birbirlerine taktıkları isimler oldukça serttir.Faşist, komünist, dinci gibi sıfatlar yoğun biçimde kullanılır.Yapılan görüşmeler sonucu birbirine demedik lafı bırakmayanlar sevgi dolu kucaklamalar eşliğinde, komünisti faşiste, dincisi komüniste oy verir.Bazıları içinse sıfatlar hiç önemli değildir tek kriter vardır.ADAM OLMAK!Delegeler seçilir,kimileri yıllardır süren arkadaşlığını sona erdirmiş kimileri yeni dost(!)luklar edinmiştir. Artık insiyatif delegededir.A grubundan çıkmış x B rubundan seçilmiş y her an saf değiştirebilir.Artık tek önemli şey sayıdır.Birey değil.Herşeye rağmen o salt çoğunluğun 1 fazlası olan sayıya ulaşmak erdemdir..Kutsallaşmıştır her şey kutsallığını yitirerek, safları değişmiştir safların, saflıklarını kaybederek, tek hedef vardır o sayıyı elde etmek..Hayatları boyunca hiç bu kadar matematik işlemi yapmamıştırlar emin olun. Bireyliklerini kaybedip birer sayma sayısına dönüşmüştür benim dincim ,komünistim faşistim...Bazıları içinse sayılar ve rakamlar önemli değildir.Önemli olan tek şey vardır.ADAM OLMAK...Seçim günü gelir çatar.A grubu yanına B grubunu da alarak 1 nolu listeyi diğer grublarda diğer grublardan kişilerle liste oluşturular 2,3,4 önemli değildir artık en fazla oyu alan seçilecektir.Çok liste çıkması ne güzeldir yazın barajlardaki su seviyesinin düştüğü gibi, seçilmeye yetecek sayıda düşmüştür.Hoş bir süpriz olmuştur.Çapraz yapanı mı arasın deleni mi kızıpta sileni mi aday gösterildiği yeri beğenmeyeni mi, aday olamayıp küsenimi hepsi oradadır yeterli sayıyı oluşturur onlar, daha sonrada oluşturulacaktırlar...Kazanır bir liste diğer listeler kaybetmiştir,temenniler nutuklar havada uçuşmuştur camia kazanmıştır neticede.Kazananı az kaybedeni çoktur neticede.Adam olanlar adamlıklarını değil,ümitlerini isteklerini arzularını kaybetmektedir.Güdülenler, saflaşanlar, bizim adamımımızcılar, hemşeriler, komşular nihayetinde insanlar kazanmıştır.İnsanlık değil! Niye mi? Ütopyada olur böyle işler şaşar insan, şaşırmamak lazım gelir ama,beşer de şaşar değilmi ikişer üçer değil 5er 5er şaşar.Seçilmiş güvenoyunu almış listedeki yönetim, kaybetmiş listedeki yönetimdeki insanları çalışmak için görevli olarak atar.Demiştim beşer şaşar.....Delege de şaşar.O ne için oy vermiştir,OYUNun karşılığını nasıl almıştır.Ahde vefa nerde kalmıştır, yoksa böylece AHde vefa mı uygulanmıştır. Kırılmıştır,incinmiştir.Karışmıştır kafası, davası, mücadelesi,yolculuğu, hayalleri su almıştır..Ama bilir ki"Kağıt bir gemidir devrim, Bütün gemiler hurdaya çıksada sonunda, Taşıdığı özgürlük şiiri ile Batmadan yüzer nicedir, dünya sularında Kim bilir kaç yunus görmüş kaç seçim, kaç deniz gezmiş".Önemli olan her durumda dimdik durup,ADAM OLMAKTIR.

NETİCEDE TUTUTURDUK SAYILIR!


Dün geceki maçı izleyip keyifle işe giden insanların tümü bu akşam başlarına geleceklerden tabiki haberdar değildi..Neydi o öyle kabus gibi?Zannedersem UEFA Kupasında ki en zorlu rakibi yendik..Bravo çocuklar.Milan PSV hakgetire hiçbiri Bellinzona kadar değildir..Grublara kalırsak vay halimize.Biz bu sene hiç bir maçı göbeğimizi kaşıyarak seyredemeyecek miyiz..Tansiyonu olmayanı tansiyon hastası yapar bu takım,bir de stent takılı olanları düşünün Galatasaray böyle oynamaya devam ederse kesin by-pass adamlar.Biz hep oynadığımız rakip takım kalecilerini milli yapmak zorundamıyız ? Neticede galibiyet gelibiyettir. Biz 3-1 alrız demiştik ama 4-3 oldu.Yazımızı PORTO ya selamla bitirelim.ne olmuştu sahi fener yenilmişti dimi? :)

PATLAYAN KOMBİNE SATIŞLARI



Yılardır kombine bilet satışlarında sorun yaşar takımlar.Ama Hollanda da bi takım varki sormayın.Maçlar resmi olarak başlamadısanırsam ama tüm kombine biletler bitmiş.Takımın adı FC DE RAKT Bayan futbol takımı üstelik bu oyunuetekle oynamak istiyorlar..Peh peh peh..Çoğunuzun şimdiden Hollanda ya gitmeyi şöyle kafasından geçirdiğini biliyorum ama bilet yok.Tek dileğimiz Digitürk ve Dsmart tan birisinin bu maçları yayınlaması:)Birazda takım hakkında bilgi verelim ama sadece giyimleri ile ilgili haberlere ulaşabildim.Hollanda'nın güneyinde yer alan "Noord Brabant" eyaletinde bulunan Uden şehrinin FC de Rakt takımının bayan futbolcularının kıyafetleri Hollanda futbolunun gündemine oturmuş durumda. Çünkü takımın oyuncuları formalarının altına şort değil etek giyiyorlar. Bu kulübün bayanlar kategorisindeki tüm yaş grubu takımlarında aynı.


Aslında takım henüz resmi olarak hiçbir maça çıkmadı, ama eyaletin yerel radyolarından Radio 538'e verdikleri röportaj ve çektirdikleri takım posterini görünce,Hollanda'lı otoriteler futbol kurallarını hatırlatma gereği duydular. Takımın oyuncuları eteğin hareket serbestisi açısından daha avantajlı olduğunu ve içinde daha rahat hareket ettiklerini söylüyorlar. Öte yandan futbol kuralları müsabakalarda forma altına mutlak surette şort giyilmesini öngörüyor. Hollanda federasyonu son birkaç gündür bu konuyu konuşmak için toplantılar düzenliyor. Ülke çapında yayın yapan SBS 6 ve Belçika kanalı Nostalgia da Uden'li bayanları çeşitli haberlere konu yaptılar. Eğer toplantı sonucunda takıma izin çıkarsa dünya tarihinde ilk kez bir bayan futbol takımı etekle mücadele edecek ve tabi bu diğer takımlara da örnek olacaktır. Tabi Hollanda federasyonundan onay çıkarsa yıllardır "bizi İngiltere Premier Ligi'ne alın" diye kapıda bekleyen Rangers ve Celtic bu sefer ellerinde İskoç etekleri ile soluğu Hollanda'da alırlar mı bilemem.

17 Eylül 2008 Çarşamba

89. GÜN

Beklenen oldu, temsilciler gayri resmi açıklandı ve diğer listedeen yönetim kurulu adayı olan kişler temsilci olarak atandı..Yazık,ahde vefa örneği tam zıt bir benzetme ama diğer düşündüklerim daha da içler acısı. Resmi yazı gelsin, Daha detaylı bir değenlendirme yapacağız Demiryol-İş Eskişehir Şubesi ile ilgili....

16 Eylül 2008 Salı

İDDAA EDİYORUM!!


Real Madrid rakibini gole boğar en az 4 fark.Atmıyorum biliyorum..Bate Borisov KESİN KAPANACAK tek hedefleri madara olmamak....Liverpol un işi zor beraberliğe yatarlar 1-1.GALATASARAY Bellinzona karşısında turu getirecek sonucu alır.1-3 ..Beşiktaş işi zor 2 farklı galibiyet onlara yeter.Fenerbahçe inşallah Hacettepe karşısında oynadığı oyunu oynar,favorim PORTO. Porto 2-0 lik skora yatar..Tabi bunlar temenni ve benim bu hafta sonu takımların oynadığı futbola bakarak yaptığım saptamalar..Cuma günü Bate Borisov mu madara olmuş ben mi? Göreceğiz....

15 Eylül 2008 Pazartesi

87.GÜN SES ÇIKMAYA BAŞLADI


Tam 87 gün geçti,bilgiler sızmaya başladı,temsilciler belli olacak yakında resmi açıklamayı bekliyoruz...Delege seçimi öncesi 6 temsilciden 4 ü halen yerini koruyacak..Biz ne yaptık, kimi ne için seçtik valla bilmiyoruz..Niye seçim yaptık adamlar devam etseydi madem değiştirmeyecektik!!!!!!!!!!!!

TAKİP ETTİĞİMİZ GÖNÜL VERDİĞİMİZ TAKIMLAR NE YAPTI?


Nihayet! Es es gol attı önce 3 tane yemişti ama olsun.Ligde gol atamamak bayağı bir prestij kaybıydı.Yarın iş yerinde hiç olmazsa tesllimiz var."Olum fenerin 2 mağlubiyeti var bizim 1 hem aramızda 1 puan fark var,yaa"Yerler mi bilmiyorum? 3-1 lik skor canımızı acıttı.Hem Antalya ve Kocaeli nin üstündeyiz hala naber...La Liga da bizim takım bu sene bizi çok hoplatacak iki kez geriye düştüğü maçı 4-3 kazanmasını bildi Real Madrid. Salı günü puan durumları ve Avrupa kupalarında gönül verdiğimiz takımların alacağı skorları tahmin etmeye çalışacağız.GALATASARAY mı maalesef bu haftada galibiyet yok.Üst üste 2 haftadır galibiyet yok...

14 Eylül 2008 Pazar

GEÇTİĞİMİZ HAFTA ÖNE ÇIKAN GÜNDEM.HABERLER MAKALELER

SİZLER İÇİN SEÇTİĞİM ÖNEMLİ HABER VE MAKALELER....14 EYLÜL 2008 GAZETE MANŞETLERİ:CUMHURİYET

"Ulusal sermaye korunmalıdır"

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Özince, "Cumhuriyet'in çok önemli bir ekonomik devrim" olduğunu belirterek "Türkiye'de ekonomi adına planlı ne yapıldıysa Cumhuriyet döneminde yapılmıştır" dedi. Ülkelerin sermayeleriyle ilgili politikalarının ayrı olmak zorunda olduğunu vurgulayan Özince, "Ulusal sermayeyi savunmak kısıt getirir" değerlendirmesinin büyük hata olacağını söyledi.


HÜRRİYET

"Başbakan'a cevabım"

Bir Başbakan'ın, elindeki bütün devlet imkanlarını ile bir medya grubunu yok etmeye çalışmasının demokrasilerde yeri yoktur.


MİLLİYET

"Bu altının tadı başka"

11 yaşında geçirdiği kaza sonrası tekerlekli sandalyeye mahkum olan milli okçu Gizem Girişmen, Çin'deki Paralimpik Olimpiyatları'nda altın alıp Türkiye'nin gururu oldu.


RADİKAL

"Bülent Arınç ayarı"

Arınç'ın Deniz Feneri'ne dair yolsuzluk iddialarına masafeli duruşunu Erdoğan da paylaşmaya başladı, ama Erdoğan üslup olarak yine sertti. AKP'nin Beyoğlu ilçe toplantısına katılan Başbakan Erdoğan, 70 dakikalık konuşmanın 45 dakikasını Doğan Grubu'na ayırdı, ama geçen haftaki tehdidinin aksine yeni iddia getirmedi. En önemli gelişmeyse Erdoğan'ın Deniz Feneri'ne dair suçlamaları avukatlık yaparcasına savunma yerine, eski TBMM Başkanı Arınç'ın,"Her suç ya da iddia araştırılmalı" tezine gelmiş olmasıydı.


TERCÜMAN

"Hedefi CHP'yi parçalamak mı?"

Yerel seçimlerde DSP'den gireceğine kesin gözüyle bakılan Sarıgül'ün, bundan sonraki en büyük hedefinin ise DSP Genel Başkanı olarak Baykal'ın karşısına çıkmak olduğu konuşuluyor.

AKŞAM

"FBI'dan nasıl soydun ziyareti"

Türk polisinin, dünyanın en tehlikeli sanal vurguncusu 'ChaO" lakaplı Çağatay Evyapan'ı yakalaması olay oldu. 'Hacker'ın yıllarca köşe kapmaca oynattığı gizli servisler, Hollywood'a taş çıkartan soygun sırlarını öğrenmek istiyor.

POSTA

"O şimdi altın kız"

Gizem Girişmen 11 yaşında gerçirdiği trafik kazası sonrası tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Kazadan 3 yıl sonra babasını kaybedip büyük acı yaşadı. Bunlara rağmen hayattan kopmadı, Bilkent Üniversitesi'ni dereceyle bitirdi. Gizem Dün de Çin'deki Paralimpik olimpiyatlarında okçulukta Türkiye'ye altın madalya getirdi.

VATAN

"İşte tarafsız özgür medya"

Aydın Doğan ve medya grubuna dün de ağır bir dille yüklenen Erdoğan, 'yandaş medya'ya övgüler yağdırdı: "Allah'tan Türkiye'de bağımsız gazete ve TV'ler var da, millet gerçekleri oradan öğreniyor"


STAR

"Yanına kalmaz"

Başbakan Erdoğan "Yolsuzluğun yalanı bile bize ağır gelir. Yanlış yapan bedelini öder. İftira atanlara mücadelemizi hukuk içinde yaparız" dedi.


SABAH

"Medya şapkasına hortum bitti"

Erdoğan, Aydın Doğan'ın hem işadamı hem yayıncı şapkasıyla gönderdiği mektuplara canlı yayında cevap verdi.


YENİ ŞAFAK

"Şapkaları karıştırma"

Doğan'ın kendisine yazdığı mektuplara dikkat çeken Başbakan Erdoğan uyardı. Yayıncı ve işadamı şapkalarını karıştırma. Benden imtiyaz bekleme.


ZAMAN

Gıda fiyatları rekor kırarken tarım birlikleri borç batağında

KİT kamburundan kurtulmayı başaran Türkiye, Benzer bir sıkıntıyı tarım satış kooperatiflerinde yaşıyor. 7 yıl önce 3 milyar YTL borçları silinip özelleştirilen birlikler yine batağa saplandı. Bu defa rakam faiziyle birlikte 1 milyar YTL olarak hesaplanıyor.

BESLAN BASKINI




"PUTİN' İN GÖZLERİNİN İÇİNE BAKMAK VE ÇOCUKLARIMIZIN ÖLÜMÜNDEN ONUN SORUMLU OLDUĞUNU SÖYLEMEK İSTİYORUZ.."(Susanna Dudiyeva,Beslan Anneleri Komitesi)......................1 EYLÜL 2004...Rusya'ya bağlı Kuzey Osetya Özerk Cumhuriyeti'nin Beslan şehrinde,okulların açıldığı çarşamba günü 32 silahlı adam,yakınlarda ki bir ormanda buluştu ve silah dolu bir kamyon ve iki jipe binerek Beslan' a doğru yola koyuldu..Bir okula girdiler.Okulda, öğrenciler, öğretmenler ve velilerden oluşan 1200 kişilik bir topluluk vardı.Saldırganların şefi,öğrencilerin hedef alınmasına karşı çıkan bir rehineyive sonradaüzerlerine patlayıcı bağlıiki militanı öldürdü.Sonrada okulu patlayıcılarla donattılar.Perşembe günü 26 rehineyi serbest bıraktılar.Cuma günü öğle saatlerinde bir patlama duyuldu, bunu silah sesleri izledi.Militanlar ve rehineler kaçmaya başladı.Rus özel birlikleri binaya girdi.Ve olay büyük bir trajediyle sonuçlandı:156'sı çocuk 338 kiş öldü.Beslan saldırısı aydınlatılamayan bir olay olarak kaldı.Saldırganların arasında Çeçen,İnguş, Oset ve hatta bir iddaya göre Araplar vardı.Bazı militanların 2002 ve 2003 de tutuklandığı ama rüşvet karşılığında serbes kaldıkları ortaya çıktı.Olayı izleyen medya ya Rus yetkililer büyük zorluklar çıkardı.Saldırıyı daha sonra Çeçen direnişçilerinin liderlerinden Şamil Basayev sahiplendi.Fakat Basayev, bombacılara Rus istihbaratının göz yumduğunu iddaa etti.Beslan saldırısı, bütün dünyada çok büyük bir infial yarattıve Çeçen davasına nisbetenanlayışla yaklaşanları da bir kere daha düşünmeye sevketti.Putin ve Çeçenlerin yine birlikte rol aldığı Moskava'daki tiyatro baskınında 42 militan ve 119 rehine ölmüştü..

EN FANTASTİK AÇIKLAMA ANKET SONUÇLARI

İnanması zor ama bu cümleler edilmiş.Uykusuzda görmüştük onlara faydamız dokunsuk dedik anketi düzenledik.En fantastik açıklama ise "KÖYLÜ BUNLAR, AYAKLARI HEP TOPRAĞA BASTIĞI İÇİN 20 METRE YÜKSEKLİKTE,20 SANTİM GENİŞLİĞİNDE PLATFORMDA YÜRÜMESİNİ BİLMİYORLAR,DÜŞÜYORLAR." oldu.%75 .Biraz can sıkıcı bir durum biliyorum hele işin içinde ölüm varsa...Duyarsız kalmamak lazım . Diğer açıklamalar, yüzü kızaracak ben değilim.DENEME 19 KİŞİ YERİNE 16 KİŞİYLE YAPILMIŞ.DENEME YAPILMASAYDI FİLİKA 19 KİŞİYLE YÜZECEKTİ.GEMİ FIRTINAYA YAKALANSA 19 KİŞİ ÖLÜRDÜ......İŞ YERİNDEKİ SENDİKA PKK LI....İŞLEDİĞİN ÇELİK, PAMUK DEĞİL!BİZ TEKSTİL ATÖLYESİ DEĞİLİZ.İŞÇİNİN ÖLEBİLECEĞİNİ BİLMESİ LAZIM...Ölen işçi arkadaşlarımız ışık içinde yatsın....

GALATASARAY BİZİ ÜZDÜ...

Tam da Fenerbahçe yenilmiş puan farkının 5 e çıkması olasılığı belirmişken olacak iş değil.Ömere takıldık.Fatih hoca onu ulusal takıma almazsa ayıp yani adamı resmen ulusal yaptık.Kendi evimizde Antalya yı yenemiyorsaK işiMİZ zor.Enişte bayağı zorda.Liverpol 1-0 geriye düştüğü maçı 2-1 aldı.İnter de 2-1 galip 1-0 geriden yine 42 de 0-1 43 de 1-1 48 de 2-1 birde 45 dk. 10 kişi oynadılar...Gelelim Leeds e 81 dakika 9 kişi oynadılar Swindon Town FC karşısında ama 1-3 kazandılar...

13 Eylül 2008 Cumartesi

ES ES ANKET

Baştan söyleyeyim ankete bu kadar ilgiyi beklemiyordum..Eskişehirspora ilgi duyanlar bir hayli fazla.Ama Eses'in Süper Ligde 1. olacağına inanç kocaman bir SIFIR.İlk 5 ümidi oda yok.% 0.Beşincilik ila küme düşme hattının üstünde ise herkes hem fikir gib i% 72.Küme düşer diyenler avuçlarını yalarlar ama oran yabana atılır gibi değil %28..

BİR HAFTADA NELER OLDU NELER

Bilgisayarımın başıma açtığı aksilikler yüzünden yaklaşık bir hafta yazılarıma ara vermek zorunda kaldım.Gözünü sevdiğim XP sine geri döndüm, vista gelecek bahara. Bu arada Ülkede ve Dünya'da neler oldu neler? Başbakanımızdan öfkenin bir hitabet sanatı olduğunu bir kez daha öğrendik.Deniz feneri olayını resmen ağzımız açık izliyoruz.Bu sayede bizim çalık, bizim putin ,bizim berlusconi, hilton, rafine , petrol konularında da bir hayli fikir edindik.Okullar açıldı. Kızım 4.sınıfa başladı,işim çok zor deyip duruyor.Okulların ilk açıldığı gün hep aklıma Kuzey Osetya'daki okul baskını aklıma gelir,içim burkulur.Beslan Baskını 1 eylül 2004 te çok yürekleri dağladı.O konuyuda işleyelim.Basketbol Ulusal takımı harikalar yaratıyor Fransızları fena yendik, Desperate Housewives taki fena üzülmüştür!!.Ulusal futbol takımımız ise ne yaptığımız belli olmayan bi maçta Belçika ile 1-1 berabere kaldı gitti güzelim 2 puan aramayız inşallah.Yıldönümlerinin pek bi fazla olduğu bir hafta yaşadık.11Eylül saldırıları, 12 Eylül Darbesi bu konular da da yazacağımız şeyler var..Unutmam babam işe gidip yarım saat sonra geri gelmişti. Sakarya geçidinin oradan Askerler geri çevirmiş;" Darbe oldu arkadaş evine geri dön, sokağa çıkma yasağı var." demişler .Hiç bir şey anlamamıştım o zamanlar..Tabiki O ZAMANLAR...Eses bakalım 3te 3 yapacak mı? Galatasaray da bu akşam yenip eniştemiz Skibe nin rahat bi nefes almasını sağlar.. Leeds neler yapacak Liverpol (Ömer Üründür deyişiyle) Mançester karşısında ne skor alacak, ilk haftayı mağlubiyetle açan Real Madrid ve artistin takımı İnter in maçlarını bi aksilik çıkmazsa Salı günü ele alacağız.Yeri gelmişken intikam gözüyle bakılan Hırvatistan- İngiltere maçını İngilizler gerçekten intikam aldılar deplesman da 4-1. T. Walcott' ın 3 gol birden attığı maçta bi golde Rooney den geldi İngilizler adına.

9 Eylül 2008 Salı

ZORUNLU ARA

PC NİN ÇÖKMESİYLE SONUÇLANAN Bİ 2 GÜNLÜK ZORUNLU ARA VEMEMİZ GEREKTİ..PC YENİDEN YENİ İŞLETİM SİSTEMİNE KAVUŞTU.KALDIĞIMIZ YERDEN AYNEN DEVAM..AZ SONRA..

7 Eylül 2008 Pazar

FUTBOL SADECE FUTBOL DEĞİLDİR..

İkimizde heyacanlıydık, "yenebilirmiyiz "dedi. Kesin dedim. Onu üzmek istememiştim. Hafifçe gülümsedi," hadi bakalım".Ulusal marşımız söylenirken ıslıklara kulağını tıkadı, "ayıp oluyor Akif e "diyebildi."Ne yapıyor orada" dedi, "acaba ıslıklara kulağını tıkadı mı yoksa münferit bir olay mı diyecekti tek başına değildi şüphesiz ama genede üzücüydü".Sonra maç başlamadan önce gördük onu televizyondan gülümseyip herkesi selamlıyordu..Maç başladı takımın tadı tuzu yok sağdan kaptır,soldan kaptır, ortadan kaptır, her yerden kaptır..Esnemeye başlamıştık ki bu "Mehmet" dedi "anne mi Türk" yoo dedim devşirme, yeniçeri işi, anlamadı ama anlamış gibi yaptı.ilk yarı bitti kazanamayacağız galiba diye düşünürken büyük bir inaçla söyledi." Kazanırız kazanırız çocuklar iyi oynuyor Ayhan".Herkesten fazla istiyordu bu maçı kazanmayı o zaman daha iyi anladım.Maç boyunca ofsaytı korneri taçı hep anlattım.Hiç mi maç seyretmemişti anlamadım.Tuncay topu kalye gönderdiği zaman ben ondan önce fırladım ayağa o henüz anlamamıştı golü, ailede herkes sarmaş dolaş oldu harika bir andı. Koltuğa yayılışı çok güzeldi sanki kendi atmıştı golü. Dışardan davul sesleri gelmeye başladı,bizimkiler erkenden havaya girdi dedim. "Boşver eğlensin bizimkiler" dedi büyük bir keyifle. İkinci golde yıkıldı yer gök iki sıfırdı keyifliydik hepimiz .Maç bitti.Sevinçten ikimizde ağlıyorduk. Davul sesleri iyice yakından gelmeye başlamıştı,çoşku had safhadaydı.Kazandık PAŞAM diyebildim, kazandık. Gözlerinin içi gülüyor ama yaşlarda süzülüyordu.Senin için paşam senin için.Davul sesi yatak odamın içine kadar girmişti.İnsan böyle bir zaman da da uyandırılmazdı ki.Sahur vaktini haber veren davulcu Talat Paşa ile helallaşmadan ayırmıştı bizi..IŞIK İÇNDE YAT PAŞAM...

6 Eylül 2008 Cumartesi

GERÇEKTEN HAZIRLAR MI?

BU SENE DE TAKİP EDECEĞİZ TAKIMLARDAN BİRİSİDE LEEDS. EVET GERÇEKTEN HAZIRLAR MI GÖRECEĞİZ.

12 CESUR YÜREK BELÇİKA YI DEVİRDİ

36. Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası elemelerinde (C) Grubu'nda yer alan Türkiye, 2. maçında deplasmanda Belçika'yı 78-63 yendi.
1. Periyot: 13-15
Devre: 36-28 (Türkiye lehine)
3. Periyot: 49-54
Beş Faulle Çıkan: Van Rossom 37.58 (Belçika)

Türkiye, böylece gruptaki 2. galibiyetini alarak 4 puanla zirveye yerleşirken, diğer maçta ise Ukrayna, Fransa'yı 78-77 yendi.

UNUTMADIM 78. GÜN

EVET ......GENE SES YOK..

ULUSAL MAÇTA FUTBOLCULARIN YILDIZLARI

ERMENİSTAN: 0 - TÜRKİYE: 2
Stat: Hrazdan
Hakemler: Tom Henning Ovrebo xxx, Geir Age Holen xxx, Jan Peter Randen xxx (Norveç)

Ermenistan: Berezovski xx, Arzumanyan x (Dk. 35 Khachatryan x), Voskanyan x, Mkrtchyan xx, Hovsepyan x, Pachajyan xx, Tateosyan xx, Arakelyan x, Artavazd Karamyan xx, Manucharyan (Dk. 76 Arman Karamyan x), Mkhitaryan x (Dk. 66 Zebelyan x)

Türkiye: VOLKAN xx, GÖKHAN GÖNÜL xx, GÖKHAN ZAN xx, SERVET xx, HAKAN BALTA xxx, EMRE xx, MEHMET xxx, ARDA xxx, TUNCAY x (Dk. 65 AYHANxx), SEMİH xx (Dk. 86 GÖKHAN ÜNAL x), MEVLÜT x (Dk. 55 KAZIM xx)

Goller: Dk. 61 Tuncay, Dk. 77 Semih (Türkiye)

Sarı kartlar: Dk. 56 Mkhitaryan (Ermenistan), Dk. 68 Gökhan Zan (Türkiye)

Milliler 3 puanla başladı: 0-2

Türkiye A Milli Futbol Takımı, 2010 Dünya Kupası 5. Eleme Grubu'ndaki ilk maçında Ermenistan ile Erivan'da karşı karşıya geldi. Milliler ilk yarısı golsüz eşitlikle tamamlanan maçı 61. dakikada Tuncay ve 78. dakikada Semih'in attığı gollerle 2-0 kazandı.

Karşılaşmanın ik yarısında vasat bir oyun sergilyen ay-yıldızlı ekip, yine de Mevlüt Erdinç ile girdiği 2 net pozisyonda gole çok yaklaştı. Millilerin orta alanda organize olmakta zorlandığı gözlenirken, ilk 45 dakika 0-0'lık eşitlikle sonuçlandı.

İkinci yarıya daha iyi başlayan Türkiye, Ermenistan kalesinde daha sık giderken, aradığı golü de 61. dakikada Tuncay ile buldu. Bu dakikada sol taraftan yapılan ortada Colin Kazım topu kale sahasında doğru çevirdi. Tuncay beklemeden yaptığı vuruşla Türkiye'yi 1-0 öne geçirdi.

Etkili oyununu gol sonrası da sürdüren A Milli Takım, 78. dakikada farkı 2'ye çıkardı. Sağ tarafan kullanılan köşe vuruşunda Aurelio topu kafayla kaleye doğru vurdu. Pozisyonu iyi takip eden Semih, direğin dibinde topa dokunarak skoru 2-0'a taşıdı.

Kalan bölümde iki takım da etkili pozisyon üretemezken, A Milli Takım Ermenistan deplasmanından 2-0'lık skorla ayrılarak eleme grubuna 3 puanla başladı.

ERMENİSTAN MAÇI (YILMAZ ÖZDİL)

Ermenistan maçı...

Yer, Erivan...

Hrazdan Stadı.

Hakem düdüğü çaldı...

Tarihi maç başladı.

Ermenistan-Türkiye!

*

Gol umudumuz, Abdullah.

Kalecimiz, Recep.

*

Bismillah, dakika 1...

Maça fırtına gibi giren Abdullah, cesur çalımlarla Ermeni defansının arasına daldı, plaseledi, top az farkla auta gitti... Bu ani kontratak, Ermenileri kendine getirdi, toparlandılar, sağlı sollu geliyorlar. Recep zorlanıyor... Ohannes’in sert şutunu son anda kornere çeldi. Ama tehlike geçmedi... Bizim defans armut gibi seyrederken, Mıgırçyan kafayı çaktı, Recep uçtu, uzadı adeta, tam çizgide yakaladı. İlk yarı böyle bitti.

Dakika 66...

Ermenistan ceza sahası içinde topla buluşan Abdullah, kendisinden beklenmeyen bir hareketle, yaradana sığınıp patlattı, goooooooool! Ağlamak istiyorum sayın seyirciler... Türkiye sarmaş dolaş... Ermeniler bunalımda.

Ve, dakika 89...

Maçın bitmesine artık saniyeler var. Maalesef, Türk milli takımı her zaman olduğu gibi, gevşedi... "Nasıl olsa işi bitirdik" diye lay lay lom gezinirken, olanlar oldu... Zafer sarhoşluğu yaşamamızdan faydalanan Mıgırçyan, düzgün bir vuruşla, sağ doksana taktı.

Recep seyretti...

"N’ooluyor" demeye kalmadı...

Dakika 90.

Rakibi küçük görmenin kaçınılmaz faturasını Mikitaryan kesti, kaleyi görür görmez vurdu, Recep’in şaşkın bakışları arasında, sol doksandan ağlarda!

Santra bile yapamadık, santra...

Hakem bitiş düdüğünü çaldı.

*

Hem vallahi, hem billahi...

*

"Abdullah attı" diye sevindik.

Recep yedi, yenildik!

*

Ermenistan 2, Türkiye 1...

Ümit milli maçıydı bu.

1915 değil...

15 gün önce.

Yılmaz Özdil
Hürriyet

ŞEHRİMİN STADI ESESİN MABEDİ

5 Eylül 2008 Cuma

45

NEDİR 45? 90 DERECELİK BİR AÇININ YARISI MI? RAKAMLARININ TOPLAMI EN BÜYÜK SAYIMI? YOKSA NORMAL BİR FUTBOL MAÇININ HER BİR YARISINDAN BİRİ Mİ? SEVMEM 45 RAKAMINI. ISINAMADIM , HAZETMEM, KAYPAK KARAKTERSİZ BİR SAYI GİBİ GELİR BANA. AYNEN Pİ SAYISI GİBİ. O DA BENİM GÖZÜMDE OTURTAMAMIŞTIR KARAKTERİNİ . O YÜZDEN VİRGÜLDEN SONRA HİÇ BİR RAKAM ARDAŞIK OLARAK TAKİP ETMEZ BİRBİRİNİ. 45 MİLAT MIDIR? NİHAYET Mİ? 46 45 DEN DAHA FAZLA SEVİMSİZDİR, 1 FAZLADIR. ÇOK ZOR ISINDIM BEN 45 E VE >45 E. HAKSIZLIK SAYDIM 46 YI, 47 İ, 48 İ, 65 İ, 70 İ, 80 İ, 90 I. ONLAR 45 TEN FAZLAYDILAR. TEK SUÇLARI BUYDU. 45 İN SUÇU MU? BABAM ÖLDÜĞÜNDE KIRKBEŞ YAŞINDAYDI.........

3 T

Talep Tazminat Toprak......... Nedir bu 3T ???

77.GÜN

EVET BU GÜNDE SES YOK 100 Ü BULCAZ MI BAKALIM......

4 Eylül 2008 Perşembe

OLİVER KAHN

ÇOCUKLUĞUMDA MAHALLEDE SOKAK ARALARINDA FUTBOL MAÇLARI YAPARDIK .KİMİ ZAMAN İKİ TAŞ KALE DİREĞİMİZ OLUR KİMİ ZAMANDA BİRBİRİNE YAKIN İKİ AKASYA AĞACI.ÜZERİMİZDEKİ MÜTHİŞ MAHALLE BASKISINA(TOPUNU KESERİM HAA!.. GİDİN BAŞKA SOKAKTA OYNAYIN..HİŞŞTT GÜRÜLTÜ YAPMAYIN BAKİM VB.) RAĞMEN, MÜCADELESİ ÜST SEVİYEDE , BOL GOLLÜ ÇOK TARTIŞMALI (Kİ O GÜNLERDE ŞANSLIYDIK DAHA ERMAN TOROĞLU VE AHMET ÇAKARLA KARŞILAŞMAMIŞTIK) BİR OKADAR DA ZEVKLİ MAÇLAR OLURDU.O MAÇLARIN RACONLARIDA VARDI TABİKİ SEVDİĞİMİZ SAYDIĞIMIZ BİR ABİMİZ YADA NE BİLEYİM BİR ARKADAŞIMIZIN BABASI KALYE GEÇTİ Mİ ONA GOL ATMAYI SAYGISIZLIK SAYARDIK.ONA BECERİKSİZ DİYECEKLERİNE BİZE DESİNLERDİ.AMAAAA, BİRDE GICIK OLDUĞUMUZ BİR ÇOCUĞUN TANIDIĞIMI GEÇTİ KALEYE ALLAHIM GOL ATMAK İÇİN NELER YAPMAZDIK HELE O BACAK ARASINDAN ATMAK MÜTHİŞDİ.BUNLAR NEREDEN Mİ AKLIMA GELDİ,OLİVER KAHN, BAYERN MÜNİH İLE ALMANYA KARMASI ARASINDA OYNANAN JUBİLE MAÇI İLE FUTBOL SEVERLERE VEDA ETTİ, ETMESİNEDE ADAMIN SON MAÇINDA GOL ATTILAR ADAMA..OLUR MU YA AYIPTIR AYIP.BUNLAR BİZİM ALMIŞ OLDUĞUMUZ FUTBOL TERBİYESİNİ HİÇ ALMAMIŞLAR HİÇ.YADA OLİVER KAHN 33. DAKİKADA GOLÜ ATAN TROCHOWSKİ NİN GICIK KAPTIĞI BİRİSİNİN TANIDIĞI.BAŞKA İZAHI YOK BU İŞİN. MAÇIN SKORU MU 1-1 BİTTİ ALAHTAN.

MAÇA MI GİDELİM ?

HER GÜN OLDUĞU GİBİ BU GÜNDE ENDİŞEYLE BEKLİYORDU.GERÇİ GİDELİ DAHA 10 DAKİKA OLMUŞTU AMA ONUN GENE GÖZÜ YAPTIĞI İŞTE KULAĞI İSE KAPIDAYDI. SOKAKTAN GELEN HER AYAK SESİNE DİKKAT KESİLİYOR, KOŞAR ADIMLA BİRİSİ GEÇSE KALP ATIŞLARI HIZLANIYORDU.DURDU, DİNLEDİ HAYAT DURMUŞ DÜNYA DÖNMESİNE ARA VERMİŞTİ SANKİ..KOŞARAK GELEN BİRİSİ KAPIYI YUMRUKLUYORDU. KAPIYI AÇMAYA CESARET EDEMEDİ. YA O İSE. AÇMASI GEREKİYORDU.PEKİ YA O DEĞİLSE ? AYAKLARI TELAŞTAN BİRBİRİNE DOLANARAK KAPIYA GİTTİ..KAPI HALA YUMRUKLANIYORDU. AÇTI.... TALAT DEĞİL NAZIMDI..DR. NAZIM ZORLUKLA NEFES ALIYORDU YÜZÜ KIRMIZIYDI, KORKU PANİK İÇERİSİNDE HAYRİYE HANIMA BİR ŞEYLER ANLATMAYA ÇALIŞIYORDU.HAYRİYE HANIM SORDU: ÖLDÜ MÜ? DR. NAZIMIN CEVABINI DUYMADAN BAYILDI... 15 MART 1921 BERLİN..MEHMET TALAT PAŞA OSMANLI İMPARATORLUĞU ESKİ BAŞBAKANI ,İRANDAN GELEN 24 YAŞINDAKİ ERMENİ SOGOMON TAYLERYAN TARAFINDAN BAŞINA SIKILAN İKİ KURŞUNLA KATLEDİLDİ.... 2008 EYLÜL ERİVAN..TÜRKİYE CUMHURİYETİ 11. CUMHURBAŞKANI TÜRK ORDUSUNUN BAŞKOMUTANI ORADA..TÜRKİYE YE GELMEYECEĞİNİ BEYAN EDEN SARKİSYANIN DAVETLİSİ.BİRLİKTE MAÇ SEYREDECEKLER. 2 TAKIM 22 FUTBOLCU 4 HAKEM VE 1 TOP.NETİCEDE SPOR KARŞILAŞMASI GALİP GELENDE VAR MAĞLUP OLANDA.ŞANS YANINDA DA OLABİLİR, OLMAYABİLİRDE.KARARLAR LEHİNE DE OLUR ALEYHİNİDE. BECERİLER YARDIMLAŞMALAR KONDİSYONLAR HAD SAFHADA..YENİLEBİLİRİZDE,YENEBİLİRİZDE.GÖNÜL İSTERKİ ORADA FARKLI KAZANALIM.İNANIYORUM Kİ HER ATTIĞIMIZ GOLDEN SONRA TALAT PAŞANIN YÜZÜNÜ BİRAZ OLSUN GÜLDÜREBİLİRİZ.HADİ ÇOCUKLAR HADİ ARKADAŞLAR KAZANIN ŞU MAÇI BİLİN Kİ TALAT PAŞA BUNU İSTERDİ..

TUZLA TERSANELERİ İÇİN BUGÜNE DEK YAPILAN EN FANTASTİK AÇIKLAMA

Uykusuz da gördüm.İnanın çok güzeldi.Burada yayınlayıp bi katkıda ben yapayım dedim uykusuza..Yanda göreceğiniz en fantastik açıklamaların birine veya birkaçına birden oy verebilirsiniz. 1. açıklama Deniz Ticaret Odası Başkanı metin kalkavan a.. 2. Açıklama Selah Tersanesi sahibi Erkan Selah a.. 3. Açıklama İş Sağlığı ve Güvenliği İl genel müdürü Kasım Özer e.... 4. Açıklama Gisan tersanesi kurucusu Mehmet Oyar a aittir. Biline....

TAM 76 GÜN OLDU

Hala bir ses , hala bir seda yok

EFE Si VAR YAŞI VAR YENİSİ VAR TABİKİ SIRASIDA VAR.

RESİM HOŞUMA GİTTİ OKADAR..

3 Eylül 2008 Çarşamba

ES ES 2 DE 2 YAPTI..

Sakın yanlış anlaşılmasın ilk 2 maçında 2 beraberlik alıp puanı 2 yaptı demek istemiştim. Takım iyi dediler süper kaynaştı dediler, göremedik..7. hafta lideriz diyen arkadaşlar o haftaya kadar 7 puan toplayalım da biz, o yeter.. Ama 34 maç sonrası 34 puan yetmez, haberiniz olsun...

İLHAN SELÇUK 3 EYLÜL 2008

İlhan SELÇUK
Mevlana ve Konya...

“Sarhoşum, sarhoşum, birinin sarhoşuyum..

Şarap içtim, şarap içtim, birinin elinden şarap içtim..

Kadeh gibi beni kırdı ve hemen doldurdu..

Onun kırışı boşuna değildir; belli ki bir kırdıran var...”

*

Yukarıdaki dizeler “Hazreti Mevlânâ’nın Rubaileri” (Şefik Can - Kültür Bakanlığı Yayınları) kitabından 2011 sayılı dörtlüğü oluşturuyor...

Geçenlerde bu köşede Mevlana’dan birkaç rubaiyi yayımlayınca bir dostum:

- İnanamıyorum, demişti, Mevlana içkiye, şaraba, sarhoşluğa böylesine meylediyorsa neden bugünkü Konya’da içki içilecek bir yer yok?..

Sorunun yanıtını aramadan önce Mevlana’dan ve aynı kitaptan birkaç güzel rubaiyi daha sunmakta yarar var...

*

“Bugün, sarhoşça bir dönüp dolaşayım..

Bugün başımın kâsesinden şarap kadehi, içki bardağı yapayım..

Bugün, bu şehirde hiç durmadan sarhoş sarhoş gezeyim..

gezeyim de deli divane etmek için bir akıllı arayayım.”

Soru:

Mevlana’nın sarhoş sarhoş gezmek istediği şehir Konya mıdır?..

*

Bir rubai daha:

“Sevgilinin uğrunda gururu terk eden

Benlikten geçerek kendini alçaltan cana yemin ederim

Onun aşkıyla, güzelliğiyle mest olan başa yemin ederim...

Beni, bir elimde sevgilinin eli, öbür elimde kadeh ile gördükleri..

O mutlu ân’a yemin ederim..”

*

“Haram olan içki ile dolu öyle bir kadehi var ki sorma..

Can düşmanı, fakat öyle latif bir şarapla dolu kadehi var ki sorma..

Benim önüme öyle ham bir şarap getiriyor ki sorma..

Beni öyle bir adla çağırıyor ki sorma..”

*

Mevlana’nın dörtlüklerinde ham sofuluk yoktur; gönülden gönüle insan sevgisinin hoşgörülü sarhoşluğundan nasibini almış şiirin dizeleri vardır...

13’üncü yüzyılda yaşadı Mevlana, Belh’te doğdu, Konya’ya yerleşti...

Neden?..

Bir yandan Moğol istilası uç veriyordu; ama, asıl neden Belh’teki İslamda ağır basan katı bağnazlıktı...

Namaz kılmayanlar, oruç tutmayanlar kırbaçlanıyordu...

Özgür düşünceleri nedeniyle Mevlana’nın bu taassup ortamında rahat yaşayabilmesi olanaksızdı...

O dönemde Anadolu’da her türlü düşünce hoşgörüyle karşılanıp tartışılabiliyordu...

Mevlana bu nedenle Konya’ya yerleşti...

*

Peki, bugün Konya’da her türlü düşünce rahatça tartışılabiliyor mu?..

Bir kadeh şarap içilecek yer bulunmayan bugünkü Konya Mevlana’nın rubailerine yakışıyor mu?..

İLHAN SELÇUK
Cumhuriyet

2009 A İLK ADIM GÜZEL...86-73

Milliler galibiyetle başladı: 86-73
2009 Avrupa Basketbol Şampiyonası elemelerinde Türkiye, Abdi İpekçi Spor Salonu’nda Ukrayna’yı 86-73 mağlup ederek C Grubu’ndaki ilk maçını kazandı.

MUSTAFA BALBAY 3 EYLÜL 2008

Erivan’la ‘Top’lu İlişkiler!
Bu haftaya Ermenistan’la yapacağımız futbol maçı damgasını vuracak. Haftanın başından görünüm böyle... Futbol maçının sonucunu kestirmek olanaksız, ama diplomatik maçın sonucu şimdiden belli:

İki taraf da kendisini “kazanan” ilan edecek!

Hangi komşumuz olursa olsun, bu sütunlarda çevremizi konu ettiğimizde hep şunu vurguluyoruz:

Ne olursa olsun, öncelikle komşularla ilişkiler... Türkiye’nin bir komşular politikası olmalı, karşılıklı saygı, karşılıklı çıkarlar çerçevesinde iyi ilişkiler kurulmalı!

Bunu çekincesiz tüm komşular için istiyoruz.

Dünyada komşularıyla çok kötü olup, içinde huzur olan, iyi kalkınan bir ülke yok. Her coğrafya için geçerli olan ekonomik kurallardan biri şudur:

Ülkelerin ekonomik ilişkilerinin ortalama yarısı komşularıyladır!

Bu oran bizde henüz yüzde 15’leri geçemedi.

Bunda faturanın tümünün bize ait olduğu söylenemez ama, Türkiye’nin “komşular politikası” adı altında özel bir çaba sürdürdüğünü söylemek de zor...

***

Yukarıdaki değerlendirmelerimiz Ermenistan için de geçerli...

Yürekten dileğimiz Ermenistan’la da iyi ilişkiler içinde olmamız, sınır kapılarını açıp sinir kapılarını kapamamız!

Bu nasıl olur?

Tek başına futbol maçıyla değil...

Biz Türkler, kalbimizle düşünmeyi sevdiğimiz için jestlerle örülü, göstermelik de olsa iyi niyet kokan her adımın ülkeler arasındaki bütün buzları eritmeye yeteceğini düşünüyoruz.

Bunu en çok Yunanistan’la ilişkilerde görüyoruz. Vaktiyle, sirtaki-zeybek oynamanın karşılıklı güven arttırıcı en önemli adım olduğunu düşündük!

6 Eylül’de Erivan’da Ermenistan-Türkiye milli maçı var; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bu maça giderse, iki ülke ilişkilerinde dev bir adım atılmış olacak!

Peki, aradaki sorunlar çözülecek mi; çözülmesini bir yana koyduk, çözüm için sağlam bir zemin oluşacak mı?

Görünmüyor...

Varsa yoksa, Gül maça gitsin, dostluk fitilini ateşlesin!

Gül, dün akşam saatlerine kadar henüz karar vermediği haberini sızdırdı, ama ziyaretin altyapısını hazırlamak üzere Erivan’a bir heyet gitti bile...

***

Ermenistan’ın Türkiye açısından görünümünü özetleyelim:

1- 1915’te Ermenilere soykırım uygulandığına ilişkin tezlerinin 100. yılda, yani 2015’te tüm dünyada tanınması için her türlü çabayı sürdürüyor.

2- Dünya kuşatmasının ardından Türkiye’ye de bunu kabul ettirmeyi ve devamında gereklerinin yerine getirmesini sağlamayı hedefliyor.

3- Kafkas dengelerinde sürekli Türkiye’nin karşısındaki saflaşmalarda yer almayı ilke ediniyor. İran-Ermenistan-Rusya üçgeni işliyor.

4- Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal etmeyi sürdürüyor. Bu konuda uluslararası kamuoyu oluşmaması için her şeyi yapıyor.

Bütün bunlar dururken, futbol diplomasisi neyi çözebilir?

Şu söylenebilir:

Kardeşim bırakın bu gerçekçi çözüm numaralarını, iki ülke nasıl olursa olsun karşılıklı ilişki kuruyor. Fena mı?

Elbette fena değil; ancak, böylesi diyaloglar taraflarda beklenti yaratır da boşa düşerse, başlangıçtan daha kötü bir noktaya gelinir. Bir bakıma kaş yapayım derken, göz çıkarmış olursunuz.

Olası ziyaret bir tek şu işe yarar:

Gül, Erdoğan’dan biraz daha fazla gezmiş olur!

MUSTAFA BALBAY
Cumhuriyet

TAM 75 GÜN OLDU

Hala bi ses yok......
CHP kapatılsın!

Bedava kömür dağıtıyorlar mı?

Dağıtıyorlar.

Bedava bulgur, makarna?

Dağıtıyorlar.

Ekmek arası köfte?

Dağıtıyorlar.

Düğünde-sünnette altın?

Takıyorlar.

Memleket çadırkent oldu...

Binlerce yıllık Türk tarihinde, örfümüzde, ádetimizde, geleneğimizde görülmedik biçimde, icat çıkarıp, avanta yemek dağıtmayı "iftar" haline getirdiler mi?

Getirdiler.

11 ay "altta kalanın canı çıksın" politikası izleyip, 7 yıldızlı otellerde fink atanlar, 1 ay boyunca mahzun bir ifade takınıp, "Bak sana erzak getirdim" diye gariban gecekondulara gidiyor mu?

Gidiyor.

Kamyon kasalarından Yeni Cami güvercinlerine serper gibi fırlatılan tavuk parçalarını, pirinç poşetlerini, çocukları eze eze kapışan çaresiz insanlarımızı, çaresiz şekilde izliyor muyuz ekran başında?

İzliyoruz.

Sadaka toplumu olduk mu?

Olduk.

*

İyi dinleyin o zaman...

*

Yukarıdaki "kalkınma"ydı.

Aşağıdaki de "adalet..."

*

Sağlık Polikliniği’nde öğretmenlere taksicilere falan "yüzde 25 indirimli" hizmet veren CHP’li Kadıköy Belediye Başkanı kusurlu bulundu, yargılanacak...

Niye?

Gelir kaybına neden olduğu için!


Yılmaz Özdil