31 Mart 2009 Salı

MUHSİN YAZICIOĞLU TACEDDİN DERGAHI'NA DEFNEDİLEMEZ

Hacı Bayram-ı Veli adını bilmeyeniniz yoktur. Ankara Çubuk'ta doğmuştur. 14.-15. yüzyılda yaşamış Türk dervişidir. Eserlerini Türkçe yazmıştır.
Ömer Sikkine, Akşemseddin gibi nice öğrenciler yetiştirmiştir.
Tarikatının Ankara'daki mekanlarından biri de -Celvetiler kolunun yaptırdığı- Taceddin Dergahı idi.
Adını, kabri dergahta bulunan Taceddin Sultan'dan alıyor. (Oğlu Muttaki'nin de mezarı burada.)
Taceddin Sultan Camii, türbe, dergah, çeşme, ve hazireden oluşan küçük bir külliyedir burası..
Ahi Şerafeddin Türbesi gibi manevi değeri büyük mezarlar vardır. Bahçesindeki mezarlığında 400-500 yıllık mezarlar vardır..
Ankara'nın en önemli İslami mekanlarından biridir.


Mehmet Akif Ersoy; milli şairimiz.
Ulusal Kurtuluş Savaşı'na katılmak için Ankara'ya geldi. Ancak akın akın gelenler yüzünden Ankara'da kalacak yer bulmak zordu. Taceddin Dergahı'ndan Tevfik Hoca, Mehmet Akif Ersoy ile Balıkesir'den gelen Basri Bey'e dergahın üst katındaki bir odayı tahsis etti.
Mehmet Akif Ersoy, kurtuluş savaşı günlerini burada geçirdi. Yine 32 gün neredeyse hiç dışarıya çıkmadan İstiklal Marşı'nı bu minik odada yazdı.

Taceddin Dergahı 1988'de Mehmet Akif Müzesi olarak açıldı..
Bugün manevi ve tarihi açıdan Ankara'nın en önemli müzelerinden/ziyaret yerlerinden biridir.
Gerek dini gerekse milli değerlerimiz açısından Taceddin Dergahı'nın kültürel hayatımızdaki yeri büyüktür...

Bakınız...
Bakanlar Kurulu bir karar alarak merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nu Taceddin Dergahı'nın bahçesine defnedilmesine izin verdi.
Peki niye?
Deniliyor ki, merhum Yazıcıoğlu Mehmet Akif Ersoy'u ve Taceddin Dergahı'nı çok severdi.
İşte burada bir dakika duralım...
AKP tarihi bir ayıba imza atmıştır.
Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının elim helikopter kazası ve arama kurtarma rezaleti Türkiye'de herkesin canını yakmıştır.
Genç yaştaki idealist bir genel başkanın bu şekilde vefat etmesi herkesi üzmüştür.
Ancak...
Muhsin Yazıcıoğlu bir partinin genel başkanıdır. Fikirlerine katılmayan milyonlarca insan vardır.
Kardeş kavgasının oluk oluk kan kaybettiği yıllarda sorumlu mevkilerde görev yapmıştır. Mahkum olmuştur.
Şimdi nasıl olur da; siyaset adamı Muhsin Yazıcıoğlu, herkesin üzerinde uzlaştığı benimsediği manevi değeri büyük böyle bir kutsal mekana defnedilir?
Bilinmez mi, burasının kısa bir sonra sonra BBP'liler, Alperenler için bir siyaset mekanı haline getirileceği.
Yazık değil midir?
Hacı Bayram Veli, Mehmet Akif Ersoy nasıl politikaya alet edilir. Bu kadar kolay mıdır?
AKP; böylesine büyük tarihsel bir hataylı yaparak arama-kurtarma beceriksizliğinin üzerine örteceğini mi sanıyor?
Yarın...
Bir başka iktidar gelse merhum Yazıcıoğlu mezarını oradan kaldırmak istese bu da ayrı bir sorun haline gelmez mi? ne gerek var şimdiden böyle sorunlar çıkarmaya?
Bir ölümüze bile nasıl sahip çıkamayacağımızı bilemeyecek hale nasıl getirildik?
Tarihsel mekanlarımız ınasıl bu kadar siyasetin aracı haline getirebilirler?

Kim üzülmedi, kim kederlenmedi Muhsin Yazıcıoğlu'nun böylesine can vermesine...
Ama bu ölüm kimseye Türkiye'nin manevi miraslarını kullanma hakkı vermez.
AKP kimdir; bugün vardır yarın yoktur.
Ama Hacı Bayram Veliler, Mehmet Akifler hep olacaktır.
Çok isteniyorsa merhum Alpaslan Türkeş gibi rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'na da bir mekan bulunabilirdi.
Ne yani, Allah göstermesin yarın Deniz Baykal elim bir helikopter kazasında vefat etse Anıtkabir'e mi defnedilecek?
Recep Tayyip Erdoğan'ı koyacak yer bulamayız artık?! Ne oluyoruz?
İnanın...
Siyaset hiç bu kadar manevi değerlerimize el uzatmaya cüret edememişti...
Üstelik bunu yapan AKP gibi sözüm ona manevi değerleri koruyan parti!
Açıkca yazıyoruz:
AKP bu günahın altından kalkamaz...

odatv.com
31 Mart 2009

“Yalaka liberale karşı liberalizm

“Yalaka liberale karşı liberalizm (Serdar Turgut Akşam)

Güce tapan ve iktidara yalakalık yapan insanların elinden 'demokratlık', 'özgürlükler' gibi kavramları kurtarmanın, onların bu kavramları 'Türkiye'de sadece AKP'nin işine geldiği gibi demokrasicilik kurgulamak için kullanmalarının' zamanı çoktan geldi geçti bile.
Bu insanların bazı iyiniyetli olanları da, AKP'nin reformlar yapacağına ve Avrupa Birliği idealinin ön plana çıktığı dönemde hızla girdiler işe.
AKP'nin Avrupa sevgisinin türban özgürlüğü ile sınırlı olduğunun ortaya çıkmış olmasına rağmen hızlarını kesmediler.
Bir bölümünün kötü niyeti, bazılarının da iyi niyetli yol arkadaşlığı yüzünden bu kez de cumhuriyete ve Atatürk'e saldırmaya başladılar.
Bu insanları uzaktan biraz da tiksinerek seyretmekte olan 'Beyaz Türkler', iktidara tapan liberallerin, cumhuriyet ile Atatürk'e saldırılarının şiddetindeki nedeni ve onların gerçek niyetini uzun süre pek anlayamamışlardı.
Ama seçim sonucunda kendisini göstermeye başlamış olan 'Beyaz Türk' uyanışı, bize bu güç yalakası liberallerle hesaplaşma zamanının artık geldiğini gösteriyor.
Gerçek liberal düşüncenin yaşayacağı doğal ortam, 'Beyaz Türkler'in dünyasıdır ve o dünyada cumhuriyet ile Atatürk'e sevgi vardır.
Bizler bu sevgimizi tarihi çerçevesine oturtmayı iyi bilir, cumhuriyet ve Atatürk sevgimizi kült tapınması haline de getirmeyiz.
Memleketimizde 'liberal faşistler'in 'dinci faşistler' ile koalisyonlar kurup, biz 'Beyaz Türkler'in değerlerine aldırmamalarına bugünlere kadar birkaç itiraz sesi çıkarmanın dışında çaresiz susup bekliyorduk.
Ama seçim, orta sınıf insanların da 'Beyaz Türkler'in kaygılarını paylaşmaya başladığını gösterdi.
Biz artık güce tapan 'liberal faşistler'in arkasındaki gerçeği artık gördük. Bizim gözümüzde artık şeffaflar.
Bunlara örnek iki prototip vereyim. Genel sevimsizlikleri nedeniyle birbirlerine ikiz kardeş gibi benzeyen Eser Karakaş ve Mehmet Altan'ı durmadan dolaştıkları televizyon kanallarından bir tanesinde konuşurken izlerseniz, dediklerini ve bunu deyiş biçimlerini içinizin kaldırması pek de mümkün olmayacaktır.
Eleştireceğiz elbette, cumhuriyet rejimini ve Atatürk'ü analiz de edeceğiz, ama bu ikisi konu açıldığında neredeyse metamorfoza uğruyor, ağızlarından salyalar saçar biçimde, biz 'Beyaz Türkler'in değer verdiğimiz cumhuriyet rejimi ve Atatürk'e saldırıyorlar.
İmalar, küçümsemeler, cumhuriyeti sevenlere pislikmiş muamelesi yapmalar bu ikisinin stili. Aslında, lafları tipleriyle birleştiğinde ise ortaya tam bir imaj skandalı çıkıyor.
Bunların cumhuriyete ve Atatürk'e belaltı vuran saldırıları AKP güç odaklarınca malum nedenlerle alkışlarla karşılanıyor. Kendilerine 'Sen ne diyorsun?' diyen herkese de ellerindeki her bağlantıyı kullanarak hemen 'Ergenekoncu', 'darbeci' suçlamaları getirmeye başlıyorlar.
Amaçları tartışmak filan değil. Sadece sindirmek ve bir vade içinde kendileriyle aynı fikirde olmayan insanları yok etmeye katkıda bulunmak...
Şimdiye kadar biz 'Beyaz Türkler' bu insanların fikirlerini hak ettikleri düzeyde yani hayatın basit bir mide bulandırıcı cilvesi olarak izlemekle yetiniyorduk.
Ama durun bakalım, artık yeter... Bizleri var eden, kimliğimizi bize sağlamış olan cumhuriyeti harcamak bu kadar da kolay olmayacak. Gerekirse sizleri eğitip cumhuriyeti ve Atatürk'ü küçümsememeyi size öğreteceğiz.
Bilim insanı olduğunuzu iddia ediyorsunuz ama emin olun bilimadamı sizler gibi konuşmaz, tavırlar koymaz. Ağır olun biraz. Atatürk'ü de, cumhuriyeti de, inancı da hak ettikleri değeri vererek tartışalım.
Şunu tekrar vurgulayayım; gerçek liberal düşünce ancak 'Beyaz Türkler'in var olduğu ortamlarda yaşayabilir.
Şimdi diyeceğim Mehmet Altan ve Eser Karakaş türündeki insanları belki üzecek ama liberal düşünce, Türkiye koşullarında ancak Atatürk'ün kurduğu cumhuriyette var olabilirdi.
Kendisine hem 'liberal' deyip hem de Atatürk ve cumhuriyete saldıran kişi 'liberal' filan olamaz. O sadece olsa olsa 'liberal faşist' olabilir.”

YANDAŞ MEDYA DUVARA TOSLADI

29 Mart yerel seçimleri öncesi, köşe yazarları, seçimlerde alınacak oy oranları hakkında tahminlerde bulundular. Anketlerin birbirlerinden çok farklı sonuç vermesinin sonucu olar (KONDA’ya göre AKP %49, A&G’ye göre %42), tahmin bandı da son derece genişledi. Peki yandaş medya, daha da özelde yandaş yazarların tahminleri ne derece tuttu?

Oy tahmini tartışmalarına en erken katılanlardan biri, Star gazetesi yazarı Eser Karakaş. 2 Mart tarihli yazısında muhalefetin çok kötü muhalefet yaptığını ve oyunun düşmesi gerektiğini söyledi. MHP’yi bir kenara koyup, CHP’yi hedef aldığını düşünsek bile tahmini yanlış çıktı.

Yanılanlardan belki en talihsiz olanı Fehmi Koru idi. Fehmi Koru’nun seçim tahminine göre AKP, %50 oy alacaktı. Üstelik Fehmi Koru bunun için iddiaya bile girdi. Koru tahmininde fena yanıldı.

Hasan Celal Güzel ise 22 Martta, köşesinden alenen bir AKP propagandası yaptıktan sonra 27 Mart'taki yazısında tahminini açıkladı. Yalnızca Diyarbakır, İzmir, Mersin ve Eskişehir’de seçimin ortada gittiğini onun dışında net bir AKP üstünlüğü olduğunu söyledi ve AKP’nin en kötü ihtimalle 1-2 puan düşeceği tahmininde bulundu. Yazısının sonunda AKP’ye %48,5 oy öngörüyor. Öngörüsü yanlış çıktı. AKP 15 il belediyesi kaybetti. 2004’te toplam 541 belediye kazanırken, 2009’da bu sayı 493’e indi.

Nazlı Ilıcak ise İstanbul’da net bir Kadir Topbaş farkı öngörüyor tahmininde bulunurken, gerçekte ise yarış son ana kadar sürdü.

Yandaş medyanın Kürt meselesi konusunda uzman yazarı, Başbakan Erdoğan’ın eski danışmanı Mehmet Metiner ise 27 Mart'ta Diyarbakır’da, anketlerin, kendi tabiriyle, kimlik siyasetinin zorlayıcılığının tesirinde kaldığı ve bu yüzden sağlıklı olmadığını söylüyor ve ekliyor; "Diyarbakır’da sürpriz seçim sonuçlarına herkes hazır olmalı.” Metiner, Diyarbakır’da seçimi AKP’nin kazanabileceğini söyledi. Ancak durum pek öyle gelişmedi. Osman Baydemir, Kutbettin Arzu’nun iki katından fazla oy aldı. Tahmini tutmadı.

Tahmin yarışına bir de, kesin bir söylemle Mehmet Ali Şahin katıldı ve "%42’yi kesin geçeriz" dedi ancak AKP % 38,8 oy aldı.

Özetle, seçim öncesi yandaş medya, tahminlerini adeta bir propaganda aracı gibi kullandı; ancak tahminleri tutmadı. AKP’nin güçlenerek çıkması, en kötü ihtimalle 1-2 puan düşmesi olasılığını en muhtemel olasılık olarak koyan köşe yazarları, bu seçimde amiyane tabirle çuvalladı.

Doruk Cengiz

Odatv.com
31 Mart 2009

30 Mart 2009 Pazartesi

28 Mart 2009 Cumartesi

INCORRUPTİBLE!


Incorruptible!

Yani çürümez.

Ahlakı bozulmaz!

Rüşvet kabul etmez!
Bu kavram ilk kez; bir sıfat olarak bundan 220 yıl önce Fransız Devrimi’nin liderlerinden Robespierre için “incorruptible” diye kullanıldı. Yakışmış di mi?

24 Mart 2009 Salı

AMAN! SİZ , SİZ OLUN! AMANSIZ OLUN!

Amansız Demek - İnatçı Demek, Sürekli Demek.
Amansız Demek – Gururuna Sarılmak Demek.
Amansız, Rakibine Diz Çökmez.
Amansız, Zamana Yenilmez.
Amansız, Acıyı Yener.
Amansız, Kendini Feda Eder.
Amansız Asla Pes Etmez.
Amansız Kanının Son Damlasına Kadar Savaşır.
Amansız Ol.

YILMAZ İNSANLARIN ŞEHRİ!

YILMADIK, YILDIRAMAZLAR,HEPİMİZ YILMAZ'IZ






İTTAHAT VE TERAKKİ MÜHRÜ!

PAZARA KADAR DEĞİL!

AH! SKİBBE AH!

22 Mart 2009 Pazar

HADİSE'NİN SANSÜRLENEN KLİBİ!

Dev kıyak.Ne kadar sansüelensede bizden kaçmaz.İzleyin efenim...

20 Mart 2009 Cuma

BİR DÜŞ GÖRDÜM!

Bir düş gördüm, sarı kırmızı.Bir düş gördüm, milyonların paylaştığı.Bir düş gördüm,acısı,çilesi,gözyaşları olan.Bir düş gördüm, mutluluğu, huzuru,gururu olan.Bir düş gördüm, uyandırılmaktan korkan.Bir düş gördüm, hayata bağlayan.Bir düş gördüm, heyacandan titreyen. Bir düş gördüm inancı olan , inanan.Bir düş ki bitmesini istemedim, o ki 2 dakikada bitti.Bir düş gördüm,hepimiz mutlu etti.Bir düş'dü ki bitti.

18 Mart 2009 Çarşamba

DAKİKA DAKİKA 18 MART 1915



Dakika dakika 18 Mart 1915

18 Mart 1915 Çanakkale Savaşı'nın dakika dakika gelişmesi şöyle:

08.15: Sancak gemisi Queen Elizabeth dretnotunun direğine Mondros Limanı'nda 'ileriye hareket' flaması çekildi.
10.00: Müttefik donanması Boğaz girişine yaklaşmaya başladı.
10.25: Türk tarafından havalanan Alman tayyaresi Boğaz'a yaklaşmakta olan düşman hattını bildirdi.
10.30: 1. İngiliz Filosu Agamemnon kılavuzluğunda Boğaz'dan içeriye girdi. Gemiler savaş konumuna geçti. Filonun önündeki muhripler muharebe alanını taramakta ve savaş gemilerine yol açmaktaydılar. Triumph ve Prince George savaş gemileri sancak ve iskele yönlerinde kıyılara yaklaştılar.
11.00: Kumkale gerisinden açılan obüs ateşimiz savaş gemilerini etkisi altına aldı.
11.39: 1. Filo'daki İngiliz gemileri, ağır topları ile 14.000 yardadan merkez tabyalarımıza cehennemi bir ateşe başladılar. Queen Elizabeth Anadolu Hamidiye Tabyası'nı, Agamemnon Rumeli Mecidiye Tabyası'nı, Lord Nelson Namazgâh Tabyası'nı, Inflexible Rumeli Hamidiye Tabyası'nı yok etmek için ateş ve ölüm kusuyordu.
11.45: Queen Elizabeth'in Çanakkale içine düşen bir mermisi şehirde yangına neden oldu.
11.55: Agamemnon ile Lord Nelson, Rumeli Mecidiye Tabyasını bombardıman altına aldı.
11.59: Weymouth Kruvazörü, Yenişehir mevkiini toplarıyla dövmeye başladı.
12.00: Müstahkem mevkiinde muhabere santralımız isabet aldı, karargâhla savunma hatlarımızın irtibatı kesildi. Triumph, Çanakkale'yi döverken, Çimenlik Tabya'sında büyük bir patlamayla cephanelik havaya uçtu.
12.01: Rumeli Tabyası'nın iki topu muhabere dışı kaldı.
12.06: Amiral de Robeck 3. Filo'ya taarruz emrini verdi.
12.20: 3. Filo'yu oluşturan Fransız gemileri 1. Filo'nun önüne geçti.
12.23: Inflexible gemisine refakat eden istimbot battı. Inflexible ağır yara aldı.
12.25: Anadolu Hamidiye Tabyası'na düşen bir mermi kışlayı yaktı.
12.27: Prince George, Mesudiye Tabyası'nı ateş altına aldı.
12.45: Agamemnon 25 dakika içerisinde 12 isabet aldı.
13.00: Bombardımanın şiddeti gittikçe artmaktadır.
13.15: İngiliz muharebe kruvazörü Inflexible vuruldu. Irresistible, Cornwallis, Vengeance, Kumkale arkasından çıkıp borda düzeninde Boğaz'a girdiler.
13.20: Anadolu Hamidiye Tabyası karantina hizasında Çanakkale'ye yaklaşmak isteyen Bouvet'ı ateş altına aldı. Taarruz emrini alan Fransız Amiral Guepratta, İngiliz hattının önüne geçti.
13.47: Inflexible su kesiminin altından ağır bir yara alarak çekildi.
13.50: Agamemnon zırhlısı aldığı 7 isabet sonucu Inflexible ile aynı kaderi paylaştı. Gemilerden yapılan top ateşi kesildi.
14.00: Bataryalarımızın atışları ağırlaştı.
14.30: Düşmanın altı balıkçı gemisi mayın aramak için savaş alanına geldi.
14.50: Bouvet vuruldu ve 639 kişilik mürettebatıyla alabora oldu.
15.00: Yarım saat süren duraksamadan sonra ateş yeniden şiddetlendi
15.15: Namazgâh Tabyası'na düşen bir mermi kışlanın çatısını uçurdu.
15.20: Anadolu Hamidiye Tabyası ateşini yeniden Irresistible'a yöneltti.
16.20: Irresistible bir mayına çarparak, iskele yönüne yattı ve dumanlar içinde kaldı. Wear gemisi ile bir istimbot Irresistible'ın yardımına gitti.
16.30: Irresistible'nin kurtulma şansının olmadığı görülerek 610 personeli tahliye edildi.
16.35: Amiral De Robeck 2. Filo'ya çekilme ve Ocean'ın Irresistible'i yedeğe alarak kurtarma emri verdi.
17.15: Ocean Irresistible'a yaklaştı, ancak yedeğe alma şansı olmadığına karar verildi.
17.50: Irresistible, Rumeli Mecidiye Tabyası'na 14.000 yarda mesafede kaderine terk edildi.
18.00: Amiral De Robeck Irresistible'ın kaderine terk edilmesi üzerine daha fazla kayıp vermemek için genel çekilme emri verdi.
18.05: Ocean, Çanakkale ve Soğanlıdere bataryalarının yoğun ateşleri altında geri çekilirken mayına çarptı ve 15 derece eğildi.
18.10: Gemi komutanı Hayes Sadlerı yakında bulunan Coln, Jed, Chelmer muhriplerine yardım çağrısı gönderdi. Gemi personeli tahliye edildikten sonra Ocean da kaderine terk edildi.
19.30: Ocean akıntının etkisiyle Morto koyuna doğru sürüklendi.
22.30: Ocean ve Irresistible battı.

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE BİN SELAM!



ÇANAKKALE VE GALATASARAYLILIK!

Bugünkü Galatasaray Lisesi'ne girer, ağaçların doğal bir koridor oluşturduğu yoldan ilerlerseniz karşınıza çıkacak olan Mektep binasının ana kapısına ulaşırsınız. İçeriye girin tüm Galatasaraylılar ve Galatasaraylı olmayanlar ve tarihin bir bölümüne tanık olun.

İçerdeki bu taş ve mermer salonda sizi "VATAN" ve "GALATASARAYLILIK" sevgisi karşılayacaktır. Kapının tam karşısındaki bölümde yalın olmasına karşın görkemli bir anıtta vatan uğruna şehit düşen Galatasaray Lisesi öğrencilerinin listesi yer almaktadır.

Bu anıtı gördükten sonra "fazla söze gerek olmadığını" siz de anlayacaksınız. Salonun, giriş kapısına göre sağ tarafında, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1910 senesi hudutlarını gösteren bir harita, haritanın her iki yanında ise şehit olan gencecik yurtseverlerin fotoğrafları sıralanmıştır. Ve haritanın üstünde bir ibare: "Galatasaray'ın bu kahraman evlatları, 500 yıllık bu vatan topraklarını kurtarmak için şehid düştüler."

Bu bölümün tam karşısındaki duvarda ise Donanma Mecmuası'nın Ekim 1915 sayısının Spor İlavesi'nde yayınlanmış olan Galatasaray mensubu şehitlerin, yaralıların ve cephelerde vuruşanların listeleri "Şerefli İdmancılar" başlığı altında yer alıyor. Bu liste Donanma Mecmuası'nın büyük boyda yayımlanan haftalık dergisinin "İdman Sütunları" ismi altında verdiği ilavelerin 118 ve 119. sahifelerinde yayımlanmıştır. Bu panoların yanındaki bir başka panoda, Devrin en büyük gazetesi Tasvir-i Efkar'ın 13 Nisan 1913 tarihli ve 725 sayılı nüshasında çıkan resmin ve yazının bugünkü Türkçe'yle ifadesi bulunuyor: '1913 Balkan Harbine Gönüllü Giden Galatasaray Talebeleri Hakkında' başlığıyla verilen yazıda, talebeyken savaşa gidenlerin haberi yer alıyor. Çoğu öğrenciyken gönüllü olarak katıldıkları savaşlarda şehit olan bu yurtseverler hiçbir zaman unutulmadı.

Ruhları şâd olsun.

Galatasaraylı Şehitler

1- Ahmet Muhtar Bey, mektep numarası 783; Sultaniyi bitirdikten sonra (1895 mezunu) asker oldu, İstanbul'da 31 Mart 1908 ihtialinde şehit edildi. Taksim, talimhanede şehid olduğu yerdeki sokağa adı verilmiştir.

2- İdris Bey, talebe iken 1911'de gönüllü olarak katıldığı Trablus Garb harbinde şehit oldu.

3- Fuad Bey, talebe iken 1912'de gönüllü olarak katıldığı Balkan Harbinde şehit oldu.

4- Arif İsmail Bey, Trakya'da zengin bir çiftçinin oğlu idi, Balkan Harbinde talebe iken Bulgarlara karşı gönüllü dövüşürken şehit oldu.

5- Ahmet Refik Bey, mektep numarası 119, mektebin 1911 yılı mezunlarından; Hammer mütercimi Mehmet Ata Beyin büyük oğlu, Dr. Galib Ataç ile yazar Nurullah Ataç'ın ağabeyleri, ihtiyat zabiti olarak katıldığı Çanakkale Muharebelerinde 1914'de şehit oldu.

6- Cahid Bey, mektep numarası 206, mektebin 1913 mezunlarından, ihtiyat zabiti olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde şehit oldu.

7- Cemil Bey, mektep numarası 64, mektebin 1913 mezunlarından, ihtiyat zabiti olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde şehit oldu.

8- Halid Fuat Bey, mektep numarası 134; müşir Deli Fuat Paşanın oğlu, 1911'de gönüllü olarak Balkan Harbine katıldı, sonra orduda kaldı ve Çanakkale'de şehit oldu.Paşanın harpte şehit olan dördüncü oğludur.

9- Muzaffer Bey, mektebi son sınıftan terk ederek gönüllü olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde şehit oldu.

10- Vecdi Bey, mektebi son sınıfta terk ederek önce gönüllü olarak Balkan Harbine katıldı, sonra orduda kaldı, Çanakkale'de şehit oldu.

11- Hasnun Galib Bey, valiliklerde bulunmuş Galib Paşanın oğlu. Galatasaray Kulübünün en iyi futbolcularındandı, gönüllü olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde şehit oldu (1915). Kulüp binasının bulunduğu sokak onun adını taşımaktadır.

12- Mehmet Ali Bey, Kadıköylü Enver Paşanın oğlu, talebe iken gönüllü olarak önce Balkan Harbine, sonra Birinci Cihan Harbine katıldı ve 1915'de şehit oldu.

13- Aziz Ulvi Bey, şair Ali Ulvi Beyin oğlu, 1915'de mektebi son sınıftan terk ederek gönüllü olarak katıldığı 1. Cihan Harbinde şehit oldu.

14- Agop Elmasyan, askeri doktor olarak katıldığı Çanakkale Muharebelerinde 1915'de bombardıman altında yaralıları tedavi ederken vatanı yolunda öldü.

15- İbrahim Orhan Bey, mektep numarası 794, mektebin 1912 yılı mezunlarından; Dr. Sadık Beyin oğlu, Sadullah Paşanın torunlarından, gönüllü olarak hava subayı oldu, Çanakkale Muharebelerinde iki defa yaralandı. 1916'da uçağı ile Semadirek adası açıklarında denize düşerek şehit oldu, harpte düşen ilk havacımızdır.

16-Said Fuad Bey, son sınıfta iken gönüllü olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde şehit oldu; mektebin ilk Keşşaflarından (izcilerinden) idi, Keşşaf Said diye anılırdı.

17- Neş'et Bey, mektep numarası 434, Bandırmalı Tevfik Paşanın oğludur, mektebin son sınıfında iken gönüllü olarak önce Balkan Harbine katılmış, 1. Cihan Harbinde şehit olmuştur.

18- Mehmet Refik Bey, talebe iken gönüllü olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde 1914'de Kafkas Cephesinde şehit oldu.

19- Cevad Bey, mektep numarası 317, mektebin 1912 yılı mezunlarından, ihtiyat zabiti olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde 1916'da Kafkas Cephesinde şehit oldu.

20- Halet Bey, talebe iken Balkan Harbine gönüllü olarak katıldı, sonra orduda kalarak Birinci Cihan Harbinde Sina Cephesine gitti, "Fedai Hecinsüvar Birliği" kumandanı iken mektepten sınıf arkadaşı Memduh Beyle birlikte şehit oldu (1916).

21-Memduh Bey, mektep numarası 669, Halet Beyin sınıf arkadaşı, 1912'de yalnız Türkçe'den ehliyatname almış, bir ara mektepte muid (mubassır) olarak çalışmıştı, mektepte "Alişpaşazade" diye anılırdı, Birinci Cihan Harbinde ihtiyat zabiti olarak Sina cephesinde arkadaşı Halet Beyle birlikte şehit oldu.

22- Hasib Bey, mektep numarası 13, mektebin 1913 senesi mezunlarından, Almanya'da ziraat tahsilinde iken tahsilini yarım bırakarak gönüllü katıldığı Birinci Cihan Harbinde Kafkas Cephesinde şehit oldu.

23- Celal İbrahim Bey, mektep numarası 6, mektebin 1914 yılı mezunlarından ve Galatasaray takımının ünlü futbolcularından, ihtiyat zabiti olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde 1917'de Irak cephesinde şehit oldu.

24- Ahmed Hamdi Bey, mektep numarası 117, gönüllü olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde 1917'de Gazze'de şehit oldu.

25- Mehmed Ali Bey, mektep numarası tesbit edilemedi, gönüllü olarak katıldığı Birinci Cihan Harbi'nde 1917'de Sina'da şehit oldu.

26- Sadi Bey, Mektebi Sultani'den Harbiye'ye geçti, muvazzaf subay oldu, 1921'de Sakarya Muharebesi'nde şehit oldu.

27- Fatin Bey, mektep numarası 1073, mektepten 1920'de mezun oldu, askeri tıbbiyeyi bitirdi. 1932'de askeri tabib olarak katıldığı şark isyanı tenkil harekatında asiler eline düşerek vahşiyane şehit edildi. Menemen'in Kubilay'ı gibi, hatırası kutlanacak, Ağrı'ya yahut Karaköse'ye abidesi dikilecek bir şehittir.

Galatasaray Dergisi, Ağustos 2002, Sayı 2

15 Mart 2009 Pazar

HAKEMLER YAKTI,

Biraz da Bülent'in katkısı vardı Galatasaray'ın yakılmasında.Sen adam değiştirmek için bu kadar beklersen yorulan adamın beyni kaslarına hükmedemez.Kenarda maçı her türlü değiştirebilecek Lincoll varken sen 3 gün önce aşırı efor sarfeden takımı daha fazla efor sarfedsin diye seyrediyorsun.Sırf erk gösterisi uğruna yakıldı Galatasaray.2-1 i yakalamışsın Arda bir yerlerini yırtıyor beni değiştir diye uyuyorsun, takım 10 kişi Arda fizyolojik gereksinimlerini yerine getirebilecek hareketler yapmaktan yoksun kaldımı 9 kişi sende benim gibi 2. golü seyrediyor yiyorsun.Daha seyret bakalım nereye kadar seyredeceksen.

Juventus 4-1 Bologna

Manchester United vs Liverpool 1-4

Athletic Bilbao 2 - 5 Real Madrid

BEREKETLİ CUMARTESİ

Tam 17 gol. Old Trafford'da 5 gol. Torino'da 5 gol ve San Mames'de 7 gol. Real Madrid 2-0 öne geçtiği maçta Bask'lılar beraberliği yakaladı ama futbol oynamaya çık madıkları için feci yenildiler. İntikam olarak gördükleri maçta hezimete uğradılar. Benim adam A. Del Pieronun takımı kendi evinde üstelik ilk yarısını 1-0 mağlup tamamladıkları maçı, son 2 golüde A. Del Pieronun atmasıyla 4-1 galip gelmeyi başardı..Juventus 4 Bologna 1. Gelelim Old Trafford'a.En az bir Liverpollu kadar sevindim.Hafta içi beni bu kadar üz, sen kalk 3 gün sonra bu kadar sevindir.Sir'in sirliği gitti bence. Ferguson'un karizma sıfır. Maç özetleri aşağıda buyrun seyredin..

E. TORAMAN GOLCÜ MÜYDÜ?

Sen kalk 3 gol at maçı 2-1 ver kabus gibi.Kendi evinde puanları böyle dağıtırsan Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarından puan çıkartabileceğini mi düşünüyorsun?Geçiniz..Düşme korkusu şehrin üzerine çökmüştür, biline......

13 MART DÜNYA Pİ GÜNÜ


Kutlu olsun öncelikle.Bazı dahi matematikçiler her yılın 3. Ayının 14. gününü Pİ günü,aynı günün 1.saat 59. dakika,26. saniyesini, dahada ileri gidelim isterseniz,53. salisesini Pİ anı olarak kutluyorlar. Bize de tebrik etmek düşer.
Kısa bir bilgide verelim Pİ hakkında da günün anlamına uygun olsun.Tarihi M.Ö. 2000 yılına dayan Pi, bilindiği gibi büyüklüğü ve küçüklüğü fark etmeyen her çemberde yada daire de görülen bu matematik sabiti, çemberin çevresinin çapına bölümüyle elde edilir. Babiller Pi yi 3 veya 3.125 olarak almışlar. Mısırlılar 3.1604 olarak kullanmışlardır. Heredotas, Heredot tarihi eserinde Pi sayısı verdiği değer 3.58 dir. Archimedes ise Pi yi 3.1408 ile 3.1428 arasında bir sayı olarak düşünmüştür. Hata payı 0.002 dir. Çin ve Greek matematikçiler Pi yi 3.162 değerini bulmuşlardır. 1436 yılında ünlü Semerkantlı Türk Matematikci Giyasüddün Cemşid El Kaşi, ilk defa Pi sayısının değerini 16 ondalığa kadar hesaplamıştır. Risalet’ül fi Mahifül Daire isimli eserinde Pi için verdiği değer 3.1415926535898732 dir. Bu zamanın matematikçilerinden 200 yıl daha ilerde olduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca ondalık sayılarla ilgili ilk bilgiler yine bu Türk bilginine aittir. 1596 yılında Lodolph, Pi yi 35 basmağa kadar, Abraham 1699 yılında 72 ondalığa kadar hesaplamışlardır. Daha sonra yarış kızışmış, bilgisayarlar icat edildikten sonra IBM ile 704 160 ondalığa, 1991 de Chundnovcky Kardeşler Pi yi 2 260 321 363 ondalığa kadar hesaplamayı başarmış, bilgisayar kitlenmiş ve hata vermiştir. 1999 yılında Prof. Kanada başkanlığında değişik üniversitelerde bir araştırma grubu Tokyo Üniversitesinde 206 158 430 300 ondalığa kadar hesaplandı. Son olarak Kasım 2002 de yine Prof. Kanada başkanlığında dokuz kişilik bir araştırma grubunun beş yıl süren program hazırlama safhasından sonra Tokyo Üniversitesinde Hitaci Süperbilgisayar ile 400 saate aşkın bir sürede 1.24 triliyon basamağa kadar hesaplamışlardır. Sonu bulunmayan bu sayı aslında iki ondalık sayı arasına sıkışmış bir sayıdır. 3.1414

13 Mart 2009 Cuma

AYHAN'IN TARİHİ GOLÜ (1000. GOL)

TESADÜF MÜ İLAHİ BİR İŞARET Mİ?



Bu da nereden çıktı şimdi dediğinizi duyar gibiyim.Galatasaray zorlu Hamburg deplesmanından 10 kişiyle (üstelik Kewell stoper ve hatasız oynamış)1-1 lik skorla dönmüş sen kalk oraya Dick Advocaat'ın ve G.Rangers ve Zenit armalarını koy.Ne iş? Bu adam ve bu takımlar Galatasaraya kupayı aldırdılar ve aldıracaklar.Sene 99/00 devre arası Galatasaray 5 numarası Tugay Kerimoğlu'nu G.Rangersa satmış teknik direktörleri kim;Dick Advocaat, ne olmuş o sene, Rangers İskoçya Premier Ligi Şampiyonluğu ve İskoçya Kupası Şampiyonluğunu kazanmış.Galatasaray UEFA yı kazanmış.Sene 08/09 Galatasaray 5 numarasını kime satmış? Zenit'e, teknik adamları kim; Dick Advocaat, ne olmuş bu sene Zenit? 2008 UEFA Super Cup Şampiyonluğu ,2008 Rusya Süper Kupa Şampiyonluğu.Eeee dediğinizi duyar gibiyim..İşaretler bitmedi daha..Bologna ve Bordo ikiside "B" ile başlıyor .Sırada kim var Alman Dortmund ve Hamburg, sonra Malaga muhtemelen M.city, Metalist, Marsilya.Bu seferki sihirli harfimiz "M",Yarı finali bilmem ama finale dikkat Kopenhag ve Kadıköy neymiş sihirli harf "K".Söyleyin.Hala hissetmeyeniniz kaldı mı?

11 Mart 2009 Çarşamba

YIRTTIM! DARISI SAÇSIZLARA!

Saçlar neden ağarıyor?

Saçların neden beyazladığı bulundu. Saçların beyazlamasının nedeninin, saç boyalarında da kullanılan hidrojen peroksit olduğu belirlendi.


Almanya'daki Mainz Üniversitesi Biyofizik Enstitüsü'nden Prof. Heinz Decker, hücrelerin ürettiği hidrojen peroksidin, saçın yaşlanmayla birlikte beyazlamasında anahtar rol oynadığının saptandığını belirterek, bu bulgunun saçların erken ağarmasına karşı tedavi yöntemlerinin geliştirilmesini sağlayabileceğini söyledi.

Daily Telegraph'daki habere göre, Prof. Decker, beyazlatıcı madde olarak da kullanılan hidrojen peroksidin, yaşlandıkça saç köklerinde büyük miktarlarda toplandığını ve sonunda renk pigmenti melaninin sentezine mani olduğunu bildirdi.

Vücudun tümünde küçük miktarlarda üretilen hidrojen peroksit (H2O2), normalde bu kimyasalı parçalayarak su ve oksijene dönüştüren bir enzimle etkisizleştiriliyor. Ancak yaş ilerledikçe, bu enzimin seviyesi düşüyor ve böylece hidrojen peroksit birikimi artıyor.

Bradford Üniversitesi'nden meslektaşlarıyla birlikte çalışan Decker, hidrojen peroksidin, tahrip olmuş proteinlerin onarımı için gereken enzimleri de engellediğini belirtti.

Tüm bu süreç sonunda renk pigmentleri saç kökünden ucuna kadar tedricen kayboluyor.
Prof. Decker, "Artık bu sürecin altında yatan spesifik moleküler dinamiği biliyoruz" dedi.
Araştırma, FASEB (Federation of American Societies for Experimental Biology) dergisinde yayımlan

?????

8 Mart 2009 Pazar

7 Mart 2009 Cumartesi

GALATASARAY BURSA (HD ÖZET)

BURASI ESKİŞEHİR





Hocam eserinizdir.Ne kadar gurur duysanız azdır.Sizin gibi başkana sahip olmak biz Eskişehir'lilerin hazinesidir.

2 Mart 2009 Pazartesi

MASCARALIĞA! DEVAM

Bu adam hep attığı ilginç gollerle bloğumuza misafir oluyor.Giuseppe Mascara’nın attığı gol bizim Bülent Korkmaz'ın attığı golü andırdı.Ama maskaralık daha çok Giuseppe Mascara'ya yakışıyor..Skor mu Cataina Palermo yu deplesmanda 4-0 yendi

UÇAK BÖYLE DÜŞMÜŞ! (PİERO)

Hürriyet Video'larını izlemek için Flash 7 veya daha yüksek eklenti yüklenmeniz gerekmektedir. Yüklemek için tıklayınız!!!
Hürriyet Video'larını izlemek için Flash 7 veya daha yüksek eklenti yüklenmeniz gerekmektedir. Yüklemek için tıklayınız!!!

1 Mart 2009 Pazar

ESPANYOL 0 REAL MADRİD 2


Adamlar bilardo oynamış sanki raul un attığı gol çok şık..Guti üşenmemiş köşedeki örümcek ağını birkaç kez almış..Bu akşam Barcelona düşünsün..Goller ayrı ayrı ve Türkçe DUBLAJ(!) aşağıda tekrar tekrar...

VEEE GOLLER