19 Ekim 2009 Pazartesi

Domuz Gribi Aşısındaki Gizli Tehlike

İngiltere’ de bin 500 hemşire ile yapılan bir araştırmada hemşirelerin
üçte birinin domuz gribi yaptırmak istemediği, yüzde 33’ ünün kararsız
oldukları ve yüzde 37’ sinin ise aşıyı yaptırmak istedikleri ortaya çıktı.
Aşıya karşı çıkanların yüzde 60’ ı buna sebep olarak aşının yan etkilerini
göstermişler. Bu araştırma doktorlar arasında yapılmış olsaydı sanırım
sonuç bundan pek de farklı olmazdı.

Aşının hem gerekliliğine hem etkinliğine ve hem de yan etkilerine karşı
ciddi endişeler var.

Her şeyden önce domuz gribinin her yıl görülen olağan grip kadar öldürücü
olmadığı ortaya çıktı. Olağan gripten her sene 250-500 bin kişi ölürken,
domuz gribinden tüm dünyada ölen insan sayısı 1.500 kadar. Bir başka
deyişle domuz gribinden ölüm ihtimali binde 4.

İkincisi domuz gribi aşınsın ne ölçüde koruyucu olacağı bu aşamada kesin
olarak bilinmiyor. Domuz gribi ciddi bir mutasyona uğrarsa aşının
etkinliği de o nispette azalacak ve hatta belki de tamamen etkisiz
kalacak.

Üçüncüsü de domuz gribi aşısının çok ciddi yan etkileri olabileceği ileri
sürülüyor. Bugün bu aşısının ülkemizde hiç dile getirilmeyen çok önemli
bir sakıncasından bahsetmek istiyorum.

Grip aşılarına tıp dilinde adjuvan adı verilen ve vücudun aşıya daha fazla
tepki vermesini sağlayan maddeler ekleniyor. Alüminyum ve skualen bunlar
içinde en çok kullanılanlar.

Aşılara adjuvan eklenmesi teorik olarak mantıklı, çünkü bu sayede kısa
zamanda az sayıda virüsle aşı üretmek ve böylece de daha az virüs antijeni
ile daha çok insanı aşılamak mümkün oluyor.

Ancak bu işlemin çok tehlikeli yan etkileri var. Bu sebeple de Avrupa’ da
üç çeşit aşıda skualen kullanılıyor olsa da Amerika’ da bu maddelerin
aşılara eklenmesine kesinlikle müsaade edilmiyor.

Oysa medyada domuz gribi aşısı üreten şirketlerin en az ikisinin (Novartis
ve GlaxoSmithKline) , hazırladıkları aşıda adjuvan kullanacakları
haberleri yer aldı.

İYİ SKUALEN KÖTÜ SKUALEN

Skualen aslında vücudumuz için yabancı bir madde değil. Karaciğerde
yapılıyor ve kolesterol metabolizması nda da rolü var, sinir siteminde ve
beyin dokusunda bulunuyor. Skualen ayrıca zeytinyağı, köpekbalığı
karaciğeri ve birçok doğal besin desteğinde var olan ve antioksidan
özelliklere sahip bir yağ molekülü. İsterseniz buna ‘iyi skualen’ diyelim.

Vücuda enjekte edilen skualenin ise karaciğerde sentez edilen veya
besinlerle alınan skualen gibi faydalı değil, aksine oldukça zararlı
olduğunu gösteren pek çok bilgi var. Bu yüzden isterseniz ona da ‘kötü
skualen’ diyelim.

İyi skualen ve kötü skualen arasındaki en önemli fark bunların insan
vücuduna giriş yolları.

Skualen besinlerle sindirim sisteminden vücudumuza girerse hiçbir sorun
olmuyor, ama bunun aşılarda olduğu gibi derialtına veya kas içine zerk
edilmesi bağışıklık sistemini vücuttaki tüm skualene saldıracak şekilde
harekete geçmesine yol açabiliyor.

Bağışıklık sistemi vücutta sinir sisteminde tabii olarak bulunan ve
sağlıklı bir hayat için elzem olan ‘iyi skualen’ de dâhil tüm skualen
moleküllerini tahrip etmeye başlayabiliyor.

Körfez Savaşı’ na katılan sayısız Amerikalı askerde ortaya çıkan ve Körfez
Savaşı Sendromu adıyla bilinen hastalığın da bu kişilere yapılan ve
skualen ihtiva eden şarbon aşısından kaynaklanabileceği düşünülüyor.

Körfez Savaşı Sendromu, vücudu tahrip eden oto-immun bir hastalık. Bu
kişilerde eklem iltihabı, kas ağrıları, deri döküntüleri, lenf bezlerinde
büyüme, kronik yorgunluk, kronik baş ağrıları, vücuttaki kılların
dökülmesi, iyileşmeyen deri yaraları, hafıza kaybı, sara nöbetleri,
kansızlık, ruhsal ve sinirsel problemler, nefes darlığı, kronik ishal,
gece terlemesi, ateş ve daha pek çok rahatsızlık gelişiyor.

Burada vurgulanması gereken çok önemli bir şey de bu hastalığın çok müphem
belirtilerle başlayıp uzun bir sürede (yıllar içinde) gelişmesi. Bu
sebeple de skualenin birkaç haftalık dönemde herhangi bir yan etki
göstermemesi onun güvenilir olduğunun bir kanıtı değil.

Savunma Bakanlığı skualen ile Körfez Savaşı Sendromu arasındaki ilişkiyi
reddetse ve bunun başka sebepleri (sinir gazları, kimyasal silahlar,
zehirli gazlar, uranyum…) olabileceğini iddia etse de, bu hastalığa
tutulan askerlerin yüzde 95’ inin kanlarında skualene karşı antikorlar
oluştuğunun gösterilmesi her şeyi apaçık ortaya koyuyor.

Tavşanlarda yapılan araştırmalarda da tek bir kez zerk edilen skualenin
bile oto-immun bir hastalık olan romatoit artrite sebep olduğunun
belirlenmesi de bunu destekleyen bir başka kanıt.

GELELİM NETİCEYE

Aylar öncesinden 20 milyon doz domuz gribi aşısı siparişi veren Sağlık
Bakanlığı’na birkaç sorum var.

Bir: Aşı hangi firmadan alınıyor ve bunun için kaç lira ödenecek?

İki: Sağlık Bakanlığı’ nın ısmarladığı aşıda Amerika’ da yasak olan bu
adjuvan madde (skualen) var mı?

Üç: Eğer varsa Sağlık Bakanlığı’ nın skualenin emniyeti konusundaki fikri
nedir?


Prof.Dr.A.Rasim Küçükusta
(Cerrahpaşa, Göğüs hast.)

Hiç yorum yok: