24 Aralık 2010 Cuma

Multi Ethnical State!


   İşte başımıza yakın gelecekte bela olacak terim. ”Multi Ethnical State”   Pazar gününden beri ha sinirim geçsin ha biraz yatışayım dedim ama olmuyor yatışmıyor geçmiyor kızgınlığım.Ama en azından ettiğim  ve etmekte olduğum  sıfat tamlamalarını sizlerle paylaşmayacağım.Nasıl olsa sıfat tamlamalarını hak edenlerin kulakları bayağı bir çınlamıştır.Çoluk çocukta okuyor bizim yazıları dikkat etmek lazım.                          Geçtiğimiz Pazar günü Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk’un eş başkanlığını  yaptığı Demokratik Toplum Kongresinde  (DTK) gündeme  neyi getirdiler Demokratik özerklik! Yesinler sizin  demokratik özerkliğinizi! Nasıl bu duruma geldik nasıl bu kadar pervasızca ülkemizi bölünmeye götürüyorlar hala anlaya bilmiş değilim.Hukuki planda Türkiye’ye “BM İkiz Sözleşmelerini kabul etirenler şimdi de askeri planda pkk yı güçlendirmeyi ve TSK’ya karşı geliştirmeyi sağladı;siyasal planda akepe üzerinden kürt açılımını uygulayarak Diyarbakır merkezli bölgesel özerkliğin örgütsel inşasına harç sağladı. Geçmişte ne  denmişti: “Şu anda Amerika’nın da ‘ Büyük Ortadoğu Projesi’ var ya bu proje içerisinde Diyarbakır bir merkez olabilir.Bunu başarmamız gerek” Bunu  kim mi demişti? Sevgili başbakanımız,R.T.Erdoğan  ne zaman nerede mi?Kanal D, Teke Tek, 16 Şubat 2004  te.Girin internete seyredin. Şimdi nasıl Diyarbakır merkez oluyor görün.Başbakan R.T.Erdoğan’ın “başarmamız gerek “ dediği Diyarbakır’ı merkez yapma hedefi, BDP’nin dile getirdiği “Demokratik Özerk Kürdistan”ın merkezidir,başkentidir.PKK ve BDP, DTK’ nın bir model ve hedef olarak önüne koyduğu “Demokratik Özerklik” ile çok açık olarak,Ankara dışında ayrı bir otoriteyi, iktidarı hedeflemektedir.Yazının başlığına dönelim ne demiştik başımıza bela olacak terim.Multi Ethnical State yani Çok Etnikli Devlet. Bu terimi,yavaş yavaş geçiriyorlar yaşamımızın içine sokuyorlar.Sizin için hala önünüzde giden kadının biçimli kalçaları daha fazla dikkate değer değil mi ya da ne bileyim Pascalın bu haftaki dans perfonması daha önemli, Kaptan Alinin puştluklarına kızıyorsunuz da, bunlara ne diye ses çıkaramıyorsunuz? Sen en iyisi giy  pijamanı eşofmanı, ser, otur. En  sertini yazının sonuna  sakladım ki kızıp okumaktan vazgeçmeyesin diye..Sinsi planın (gerçi artık alenen seslendiriyorlar da) geri kalanında ise getirildiğimiz nokta;  İki bayraklı  iki dilli yaşam .Sonunda PKK’nın ağzıyla demorkatik özerklik haritasıda çıkarıldı. Haritanın AB’nin yerel yönetimler yasasında belirtilen noktalarla benzeşmesi tesadüfi değil, 25 idari bölge tanımı yerel yönetimler yasasında da yer alıyor, apo’nun da federasyon istiyoruz şeklindeki talebi son durumla örtüşüyor.
Türkiye öncelikle üniter devlet yapısını yitirerek “Multhi Ethnical State” yani “Çok Etnikli Devlet” ilan edilecek. Nereden çıktı bu tabir demeyin, Makedonya 2001 yılından itibaren bu sistemle yönetiliyor. Ülke belki uzaktan bakılınca resmil dili Makedonca, bayrağı sarı kırmızı güneş figürü olan bir ülke olarak algılanıyor ancak ülke de yaşam çok farklı. 2001 yılında yapılan Ohri Antlaşması uyarınca ülke “Çok Etnikli Devlet” olarak tanımlandı. Ne menem bir şeydir bu; çok etnikli devlet…1- Ülkede tek millet vurgusu yapılamaz. Bir ülke içinde yaşayan bütün etnik gruplar sayımlarda insanların beyanına göre belirlenir ve bu beyanlara dayanılarak resmi kimliklerine işlenir.2- Bir bölgede nüfusun yüzde 20′si eğer bir etnik gruptan oluşursa mesela bir yerin yüzde 20′si Türk veya Arnavutsa o bölgede temsi hakkı duyar. Ayrıca resmi kurumlarda temsil hakkı vardır.3-”Çok Etnikli Devletler”de nüfusu yüzde 20′nin üstünde olan etnik grupların dili resmi dilin yanında kullanılabilir, o etnik grubun bayrağı resmi kurumlarda dalgalanabilir.İşte bu durum bugün Türkiye’ye aynen dayatılmaktadır. Selahattin Demirtaş bugün Makedonya’da uygulanan sistemin aynısını talep ediyor. Siz de hala, hafta sonu maçlarda yok, artık mecburen  ağzınız açık Burcu ile Azra yı seyredeceksiniz,  ya da katıldığınız sohbet ortamlarında yüce insanı arayıp huzuru içinizde bulacaksınız.Dikkat edin aradığınız şey çok yakınınızda olup girmesin bir yerinize.Siz serip oturun, kaşının, gerinin bugünlerin kıymetini bilin, yakınında kıçınıza giydiğiniz donunuzuda alacaklar.Sonra mı? Orası size kalmış..(Merak etmeyin daha devamı var sürecek..)

Hiç yorum yok: