3 Eylül 2008 Çarşamba

MUSTAFA BALBAY 3 EYLÜL 2008

Erivan’la ‘Top’lu İlişkiler!
Bu haftaya Ermenistan’la yapacağımız futbol maçı damgasını vuracak. Haftanın başından görünüm böyle... Futbol maçının sonucunu kestirmek olanaksız, ama diplomatik maçın sonucu şimdiden belli:

İki taraf da kendisini “kazanan” ilan edecek!

Hangi komşumuz olursa olsun, bu sütunlarda çevremizi konu ettiğimizde hep şunu vurguluyoruz:

Ne olursa olsun, öncelikle komşularla ilişkiler... Türkiye’nin bir komşular politikası olmalı, karşılıklı saygı, karşılıklı çıkarlar çerçevesinde iyi ilişkiler kurulmalı!

Bunu çekincesiz tüm komşular için istiyoruz.

Dünyada komşularıyla çok kötü olup, içinde huzur olan, iyi kalkınan bir ülke yok. Her coğrafya için geçerli olan ekonomik kurallardan biri şudur:

Ülkelerin ekonomik ilişkilerinin ortalama yarısı komşularıyladır!

Bu oran bizde henüz yüzde 15’leri geçemedi.

Bunda faturanın tümünün bize ait olduğu söylenemez ama, Türkiye’nin “komşular politikası” adı altında özel bir çaba sürdürdüğünü söylemek de zor...

***

Yukarıdaki değerlendirmelerimiz Ermenistan için de geçerli...

Yürekten dileğimiz Ermenistan’la da iyi ilişkiler içinde olmamız, sınır kapılarını açıp sinir kapılarını kapamamız!

Bu nasıl olur?

Tek başına futbol maçıyla değil...

Biz Türkler, kalbimizle düşünmeyi sevdiğimiz için jestlerle örülü, göstermelik de olsa iyi niyet kokan her adımın ülkeler arasındaki bütün buzları eritmeye yeteceğini düşünüyoruz.

Bunu en çok Yunanistan’la ilişkilerde görüyoruz. Vaktiyle, sirtaki-zeybek oynamanın karşılıklı güven arttırıcı en önemli adım olduğunu düşündük!

6 Eylül’de Erivan’da Ermenistan-Türkiye milli maçı var; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bu maça giderse, iki ülke ilişkilerinde dev bir adım atılmış olacak!

Peki, aradaki sorunlar çözülecek mi; çözülmesini bir yana koyduk, çözüm için sağlam bir zemin oluşacak mı?

Görünmüyor...

Varsa yoksa, Gül maça gitsin, dostluk fitilini ateşlesin!

Gül, dün akşam saatlerine kadar henüz karar vermediği haberini sızdırdı, ama ziyaretin altyapısını hazırlamak üzere Erivan’a bir heyet gitti bile...

***

Ermenistan’ın Türkiye açısından görünümünü özetleyelim:

1- 1915’te Ermenilere soykırım uygulandığına ilişkin tezlerinin 100. yılda, yani 2015’te tüm dünyada tanınması için her türlü çabayı sürdürüyor.

2- Dünya kuşatmasının ardından Türkiye’ye de bunu kabul ettirmeyi ve devamında gereklerinin yerine getirmesini sağlamayı hedefliyor.

3- Kafkas dengelerinde sürekli Türkiye’nin karşısındaki saflaşmalarda yer almayı ilke ediniyor. İran-Ermenistan-Rusya üçgeni işliyor.

4- Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal etmeyi sürdürüyor. Bu konuda uluslararası kamuoyu oluşmaması için her şeyi yapıyor.

Bütün bunlar dururken, futbol diplomasisi neyi çözebilir?

Şu söylenebilir:

Kardeşim bırakın bu gerçekçi çözüm numaralarını, iki ülke nasıl olursa olsun karşılıklı ilişki kuruyor. Fena mı?

Elbette fena değil; ancak, böylesi diyaloglar taraflarda beklenti yaratır da boşa düşerse, başlangıçtan daha kötü bir noktaya gelinir. Bir bakıma kaş yapayım derken, göz çıkarmış olursunuz.

Olası ziyaret bir tek şu işe yarar:

Gül, Erdoğan’dan biraz daha fazla gezmiş olur!

MUSTAFA BALBAY
Cumhuriyet

Hiç yorum yok: