7 Kasım 2009 Cumartesi

Açmaz..




Hava açtı, güneş yüzünü gösterdi...
Kasım ayında mayıs güneşi insanın içini ısıtıyor.
İnsan ilk sevgi mutluluğunun içinde sanar kendini güzel havalarda.Yüreğinden bir uçarılık, bir coşku ırmağı akar.
Bugün ben de öyleyim!
Gökyüzünün sağanağı altında eve gitmek, gece yağmurun camlarına vuruşunu dinleyip uykuya yatmak.
Sabah olduğunda güneşle uyanmak!
Kahvaltını yapıp, gelen gazeteleri okuyup, ilk haberleri dinlemek...
Ürkek bir yazgının yemişlerini toplamak gibidir yaşam böyle havalarda...
Biraz umut, biraz sevinç!
Kendi tutkularınla oyalanmak...
Oysa önümüz kış ve güneşi özleyeceğiz hep!
Sarı bir duman yükselecek düşlerinizde, Anadolu bozkırını özleyip kıyı kasabalarında soluk alacaksınız.
O sarı duman, toprak damlı evler, kar...
Koca bir kent üstünüze üstünüze gelirken, mayıs düşleri kuracaksınız...
İyiye ve güzele koşarken umutlarınızı çoğaltacaksınız...
Siz bunları düşünürken, bir haber gelecek aklınıza:
Eğitimde imam açılımı!”
İzmirde, bir devlet lisesinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine öğretmenler yerine camilerde görevli imamların girdiğini öğrenince içinizdeki umut bir anda yok olacak.
Ve kendi kendinize soracaksınız:
Türkiye nereye gidiyor?
Laik Demokratik Cumhuriyetin okullarında görevli Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin müdür yardımcısı görevine getirildiği için derslere cami imamlarının girdiğini okuyunca, içinizde bir sızı duyacaksınız!
Bir okula beş imamın düştüğü bir ülkede, çağın neresinde olduğunuzu düşüneceksiniz ama.. gerçeklerle yüzleşmek istemeyeceksiniz.
Açılım zaten başlamış... İmamlar öğretmen olmuş.
Yurdum insanının çoğunluğu hiç önemsemeyecek anlattıklarımı.
Diyecek ki:
Ne var bunda.. imamlar dinimizi ve kültürümüzü iyi bilirler.
***
Zamanların tümü ölümsüz müdür?
Bu soruyu sık sık sorarım yeri geldiğinde.
Geçmiş zaman masallarını anımsar, yitip giden umutların içinde oyalanırım.
Mavilere kuşanmış göğün altında yürüyüp, bir kafede otururken, benim de sorular gelir aklıma:
Bir yanda aşı yaptırın, diyen bilim insanı.. Ülkenin sağlık politikasını yürüten bakan.. İthal edilen aşılar... Öte yanda ben aşı yaptırmayacağım, diyen başbakan... Peki bu durum karşısında yurttaş aşı yaptırsın mı, yaptırmasın mı?”
Sağlık Bakanı Akdağ, aşı yaptırırken ne demişti gazetecilere:
Aşı olmayın diyenleri savcılığa ihbar edeceğim!
Şimdi ne olacak?
Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül aşı olmuyor...
Gül ve Erdoğanı da savcılara ihbar edecek mi?
Bilmem bu konuda ne düşünüyordur çizerimiz Musa Kart?
ABD Başkanı Obama ve Almanya Başbakanı Merkel Aşı yaptırındiye halklarını uyarmış.
Aşı konusunda kafalar iyice karıştı.
Herkes birbirine soruyor:
Aşı yaptıracak mısın çocuğuna?
Çocuklara aşı ay sonunda yapılacakmış.
Anne ve babalar kararsız.
Okmeydanı ve Şişli Etfal Hastanesinin Acil Servisini gördüm.
Halkımız panik içinde.
Burnu akan, başı ağrıyan, midesi bulanan hastanelere koşmuş...
Doktorlar çaresiz, çırpınıyorlar.
Bir doktor günde 200 hastayı muayene ediyormuş.
Hiçbir Avrupa ülkesinde panik yok, ama Türkiyede var...
Halkta bir korku:
Acaba ölür müyüm?
Bugüne dek kaç kişi öldü?
Galiba 21 kişi...
***
Hava açtı, güneş yüzünü gösterdi...
Domuz gribi.. Genetiği değiştirilmiş organizma...
Başka ne var Türkiyenin gündeminde?
Kürt açılımı!
Eh.. imam açılımında olduğu gibi Kürt açılımının da altından kalkarız inşallah!..
Önce domuz gribi ve genetiği değiştirilmiş organizma açmazından bir kurtulalım, gerisi kolay

Hiç yorum yok: