11 Mart 2010 Perşembe

Asker Hükümeti Devirir, Hükümet Devleti.. !!

Bu kadar korku, bu kadar huzursuzluk ve bu kadar hukuksuzluk ancak
darbe zamanlarında olur.
Büyük bir yıkımın tozu toprağı içinde çırpınıyoruz..
Bir darbe yapıldığı kesin, hiç mutlu değiliz..
Türkiye’de darbe yapabilecek iki güç var: Asker ya da hükümet; millet yaparsa
darbe değil devrim yapar..
Askerin elindeki güç silah, hükümetin silahı yasalar..
Asker hükümeti devirmek için darbe yapar, hükümet ise devleti (rejimi) yıkmak için..
Hükümet ortalığı kasıp kavurduğuna göre, yapılan darbe AKP hükümetine değil
Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne..

Hükümetin darbe yaptığını şundan anlıyoruz:
Askerin sokakları tutan tanklarını görmedik; ama askerleri tutuklatan
gizli tanıkları gördük.
Sabaha karşı askerlerin radyo evini ele geçirdiğini duymadık; ama sabaha karşı
geçen bir yasayla kışlaların kuşatıldığını duyduk.
Darbeci generallerin bilmem kaç numaralı bildirisiyle arananların listelerini
görmedik;
ama yandaş gazetelerde tutuklanacak askerlerin listelerini gördük..
Gözaltına alınan politikacıların yüzlerce asker arasında başları eğilerek hızla
götürüldüğünü televizyonlarda izlemedik; ama özel yetkilerle donatılmış mahkemelerin
kuvvet komutanları dahil olmak üzere ordu komutanlarını, alay komutanlarını ve
başçavuşa kadar
adi bir suçlu gibi toplatıldığını naklen izledik..
Toplama kampının adresi de önemli: Mamak değil Silivri..
Hükümetin beyni olan meclis basılmadı, askerin beyni kozmik oda basıldı..
Kesin olan: darbe devletimize karşı yapılıyor ve darbeyi hükümet yapıyor.
Önemli olan: asker hükümeti devirince şapkasını alıp gidiyordu, hükümet devleti
devirince neyini alıp gidecek?.. Cübbesini mi, kepini mi?..

Şimdi gelelim anayasa değişikliğine:
Hükümet devletin kiracısı sayılır, aralarındaki kira sözleşmesi de anayasamızdır..
Askerin darbe yaparak hükümeti devirmesi sözleşme kurallarına uymayan kiracıyı
zor kullanarak evden çıkarması gibi..
Hükümetin devlete karşı darbe yapmasıysa ev sahibini (M.Kemal’i) öldürüp
tapuyu üstüne geçirmesi demektir.
Hükümet anayasa değişikliğiyle tapuyu üzerine geçirmeye,
mal sahibi olmaya çalışıyor..
İstedikleri şunlar: Mal sahibi ile kiracı arasındaki uyuşmazlıklara kiracının tayin
edeceği mahkemeler yetkili kılınacak.
Kiracı mal sahibine sormadan sessizce yapmak koşuluyla binayı temelinden sökerek
yeniden inşa edebilir ve bunlar tahliye nedeni sayılmaz.
Kiracı isterse mal sahibine sormadan devredebilir, odalarını kiraya verebilir ve
hatta ABD ve AB’ye garsoniyer olarak kullandırabilir.
Sekiz yıl boyunca oturan kiracı isterse bedelsiz olarak mal sahibi olabilir..
İstedikleri bu..
Hilmi Kayıhan

Hiç yorum yok: