27 Ekim 2009 Salı
İçimizde Dışımızda Konu Aynı
Çarpıcı olaylar, çarpıcı haberler...
Açılım politikası uygulamalarının halkta yarattığı tepkiyi gören iktidar, “dışarıdan önlerine sunulan politikayı” sürdüremeyeceğini anladı ve “frene bastı”!
CHP lideri Baykal, son olayları böyle yorumladı.
Başbakan da teröristlerin gelişiyle yaşananların halkta yarattığı tepkiyi kabul ediyor.
RTE’nin Pakistan’ı ve İran’ı ziyareti açılım tartışmalarına ara verilmesini sağladı.
Bu ara klasik gelişmeler yeniden sahne aldı.
Türkiye’nin gündeminde uzun süre yer alan ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın “orijinal belgesi bir ihbar mektubuyla birlikte” Ergenekon savcılığına geldi. Savcılık belgeyi Adli Tıp’a gönderdi.
Belgenin altındaki imza “Albay Dursun Çiçek’e aittir” yanıtını aldı.
Olayın, yasaların emrettiği gibi gizliliğe özen gösterilerek geliştiği sanılırken...
***
...gelenek bozulmadı; bir subayın yazdığı ve savcılığa gönderdiği ihbar mektubunun tam metni yandaş basına; Taraf’a, Star’a, Bugün’e, Yeni Şafak ve Zaman’a “sızdırıldı”.
Gizli kalması gereken belgelerin, bilgilerin, telefon konuşmalarının yandaş medyaya sızdırılması olayları hâlâ esrarını muhafaza ediyor.
Adalet Bakanlığı -Mehmet Ali Şahin’in bakanlığı sırasında- bu konuda soruşturma açtı ve İstanbul Savcılığı’ndan sızdırma olaylarının aydınlatılmasını istedi.
Bir yığın rakamsal açıklamalar var ortada, ama belgelerin nereden nasıl sızdırıldığına ilişkin bir açıklama yok!
Bu durum hem savcılıkta hem de askerde köstebek olduğunu kanıtlıyor.
Ne çare savcılıktaki ve askerdeki köstebekler bir türlü saptanamıyor.
Örneğin “bir subay” günlerdir aslı aranan belgeyi tartışmalar başlar başlamaz, üstelik “dosyasından çaldığını” açıklıyor.
Muhbir subay ihbar mektubunu günlerce savcılığa göndermiyor ve açılım kargaşasının yaşandığı şu sıralar ortaya çıkarılıyor.
Darbe tartışmaları yeniden alevleniyor.
***
Tam bu sırada Başbakan RTE’nin Pakistan ziyaretiyle ilgili çarpıcı bir yorum-haberi dün Radikal manşetten verdi.
Başbakan’la İslamabad’da bulunan Murat Yetkin; “RTE’nin Pakistan ziyaretinin şifresi”ni açıklıyor.
“Şifre” şöyle: “Türkiye Pakistan’da darbeyi önleme derdinde-Pakistan’da darbe an meselesi-Türkiye orduyu vazgeçirip bir ‘ulusal birlik hükümeti’ne destek vermesi için ikna çabalarında-Gilani hükümetinin günleri sayılıyor. Genelkurmay Başkanı Kayani’nin bir darbeyle yönetime el koyması bekleniyor.”
Bir köstebek darbe olasılığını -herhalde- Başbakan Gilani’ye duyurmuş; haber yayılmış. Pakistan’dan bizim hükümete ve oradan da Murat Yetkin’e kadar ulaşmış!
***
Bu haber-yorum yalanlanmazsa kimi olasılıklar kendiliğinden gündeme girecek. RTE, Pakistan Başbakanı’na darbe girişimini nasıl engelleyeceğine ilişkin ne gibi önlemler tavsiye etti sorusu güncelleşecek.
Oysa bizdeki darbe söylentileriyle Pakistan’daki söylentiler farklı.
Bizde zamanın Genelkurmay Başkanı, emrindeki yüksek komutanların darbe hazırladıklarını Başbakan’a bildiriyor.
Pakistan’da ise olası darbeye Genelkurmay Başkanı hazırlanıyor.
Öyleyse ne yapmalı? “Kardeş” Pakistan’a “kardeşçe” öğütler:
Pakistan Başbakanı, Genelkurmay Başkanı ile anlaşmalı.
Gilani, Pakistanakon adını vereceği bir mahkeme kurdurmalı.
Darbeci mi değil mi araştırmadan ülkede ne kadar Gilani muhalifi varsa... aydın, ilim adamı, gazeteci, yazar... içeriye tıkmalı!
İşte o zaman Gilani gönül rahatlığıyla konuşabilir:
Pakistan’da demokrasi (tabii bu rejime demokrasi denilebilirse) ancak böyle yaşayabilir, yaşatılabilir!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder